Question |
Answer |
Ihr Kind hört nicht gut und es muss unbedingt operiert werden. start learning
|
|
Çocuğunuz iyi duymuyor ve mutlaka ameliyat edilmeli.
|
|
|
ich habe in diesem Krankenhaus täglich im Durchschnitt 2 bis 5 Operationen durchgeführt start learning
|
|
Bu hastanede günde ortalama 2 ila 5 ameliyat yaptım
|
|
|
wir führen täglich im Durchschnitt 20 bis 30 Operationen durch. start learning
|
|
günde ortalama 20 ila 30 işlem/ameliyat gerçekleştiriyoruz.
|
|
|
Ich führe durchschnittlich zwei Mandelentfernung Operationen durch pro Tag start learning
|
|
Gün başına ortalama iki tonsil ameliyatı yapıyorum
|
|
|
mein Ohr ist schon einmal operiert worden start learning
|
|
kulağımdan ameliyat oldum/ olmuştum
|
|
|
Ich habe schon ewig Ohrgeräusche. start learning
|
|
çoook çoook uzun zamandır bende kulak çınlaması (gürültü, ses) var
|
|
|
ich habe Juckreiz im Gehörgang start learning
|
|
Kulak kanalında kaşıntım var
|
|
|
ich höre schlecht auf beiden Ohren start learning
|
|
Her iki kulakta da kötü duyuyorum
|
|
|
Ich habe einen Schlag auf meinem rechten Ohr bekommen. start learning
|
|
Sağ kulağıma bir darbe aldım
|
|
|
Mein Kind hat sich etwas in das Ohr gesteckt. start learning
|
|
çocuğum kulağına bir şeyler sokmuş
|
|
|
mein Kind hat Paukenröhrchen. start learning
|
|
Çocuğumun kulak tüpleri var.
|
|
|
ich habe ein Klopfen wie ein Pulsschlag im Ohr. start learning
|
|
Kulağımın içinde Nabız atışı gibi bir vuruntu var
|
|
|
Seit lange habe ich ein Brummen im Ohr. start learning
|
|
Uzun zamandır kulağımda bir uğultu var
|
|
|
Ich würde mich sehr freuen, wenn Sie meine Ohren reinigen. start learning
|
|
Kulaklarımı temizlerseniz çok mutlu olurum.
|
|
|
jetzt muss ich einen gleichgewichtstest machen start learning
|
|
şimdi bir denge testi yapmalıyım
|
|
|
Sie brauchen nur eine gehörgangsreinigung (Gehörgangsspülung) start learning
|
|
Sadece bir kulak kanalı temizliğine ihtiyacınız var (kulak kanalı sulama)
|
|
|
Sie haben einen normales Trommelfell. start learning
|
|
Normal bir kulak zarınız var (sahipsiniz)
|
|
|
Sie haben eine Gehörgangsentzündung. start learning
|
|
Kulak kanalı enfeksiyonunuz var.
|
|
|
Sie haben ein großes Loch im Trommelfell. start learning
|
|
Kulak zarınızda büyük bir delik var.
|
|
|
Toms Vater hat eine Taubheit. start learning
|
|
Tom'un babasında sağırlık var
|
|
|
ihr Kind hat Paukenergüsse, das heißt Wasser im Mittelohr. start learning
|
|
çocuğunuz da effüzyon var, Yani bu orta kulağında su anlamına geliyor
|
|
|
Ihr Sohn hat Wasser im Mittelohr, deshalb hört er schlecht start learning
|
|
Oğlunuzun orta kulağında su var, bu yüzden işitme duyusu zayıf. / kötü duyuyor
|
|
|
Marias Kind hat eine Sprachentwicklungsstörung start learning
|
|
Maria'nın çocuğunun dil gelişimi bozukluğu var
|
|
|
Ihr Kind hat Polypen, das heißt vergrößerte Rachenmandeln. start learning
|
|
çocuğunuzda adenoid var yani bu büyümüş geniz eti anlamına geliyor.
|
|
|
Ihr Kind hat stark vergrößerte Mandeln. start learning
|
|
çocuğunuzun çok büyümüş bademciklere sahip
|
|
|
Sie brauchen Ohrentropfen für den Gehörgang start learning
|
|
Kulak kanalı için kulak damlalarına ihtiyacınız var
|
|
|
Eine Röhrchen muss in das Trommelfell eingesetzt werden. start learning
|
|
Kulak zarına bir tüp yerleştirilmelidir.
|
|
|
Sie haben ein Gehörgangsekzem, deshalb brauchen Sie eine Salbe für den Gehörgang. start learning
|
|
kulak kanalınızda egzama var, bu yüzden kulak kanalı için bir Merheme ihtiyacınız var
|
|
|
Wir müssen noch warten bis der Schwindel vorbei ist start learning
|
|
Baş dönmesi bitene kadar beklemeliyiz
|
|
|
falls Sie etwas brauchen bitte rufen Sie mich sofort an start learning
|
|
bir şeye ihtiyacın olursa lütfen hemen beni arayın
|
|
|
Hier ist der Knopf, falls Sie etwas brauchen. start learning
|
|
işte düğme burada eğer bir şeye ihtiyacın olursa
|
|
|
ich hatte vorige Woche eine schlimme Erkältung und seitdem höre ich nicht. Meine Ohren fühlen sich verstopft an start learning
|
|
Geçen hafta kötü bir soğuk algınlığım vardı ve o zamandan beri duymuyorum. Kulaklarım tıkalı hissediyorum
|
|
|