→ Turkish Sentences From Tatoeba 16 → Start Learning / Download MP3 Flashcards

Question		Answer
I think this is delicious. start learning		Bunun lezzetli olduğunu düşünüyorum.
I think we can be friends. start learning		Sanırım arkadaş olabiliriz.
I told her not to be late. start learning		Ona geç kalmamasını söyledim.
I took him out for a walk. start learning		Onu bir yürüyüş için dışarı çıkardım.
I tried to avoid conflict. start learning		Ben çatışmadan kaçınmaya çalıştım.
I tried to get good marks. start learning		İyi notlar almaya çalıştım.
I tripped and nearly fell. start learning		Tökezledim ve neredeyse düşüyordum.
I understand how you feel. start learning		Ben nasıl hissettiğini anlıyorum.
I usually get up at eight. start learning		Genellikle sekizde kalkarım.
I usually get up at seven. start learning		Genellikle yedide kalkarım.
I usually go home at five. start learning		Genellikle saat beşte eve giderim.
I usually go home at four. start learning		Ben genellikle dörtte eve giderim.
I usually shower at night. start learning		Genellikle gece duş yaparım.
I waited for her to speak. start learning		Onun konuşmasını bekledim.
I waited for him till ten. start learning		Ben, saat ona kadar onu bekledim.
I walk twenty miles a day. start learning		Günde yirmi mil yürürüm.
I walked from the station. start learning		İstasyondan yürüdüm.
I want him to sing a song. start learning		Onun bir şarkı söylemesini istiyorum.
I want many books to read. start learning		Okumak için çok sayıda kitap istiyorum.
I want someone to talk to. start learning		Ben konuşacak birini istiyorum.
I want something to drink. start learning		İçecek bir şey istiyorum.
I want to catch the 11:45. start learning		11:45 trenine yetişmek istiyorum.
I want to drink something. start learning		Birşey içmek istiyorum.
I want to eat out tonight. start learning		Bu gece dışarıda yemek istiyorum.
I want to know the reason. start learning		Sebebi bilmek istiyorum.
I want to play the guitar. start learning		Gitar çalmak istiyorum.
I want to see the manager. start learning		Ben yöneticiyi görmek istiyorum.
I want to see your mother. start learning		Annenle görüşmek istiyorum.
I want to travel with you. start learning		Senle seyahat etmek istiyorum.
I want you to sing a song. start learning		Bir şarkı söylemeni istiyorum.
I want you to work harder. start learning		Daha çok çalışmanı istiyorum.
I wanted something to eat. start learning		Yiyecek birşey istedim.
I warned him not to smoke. start learning		Sigara içmemesi için onu uyardım.
I was afraid he might die. start learning		Onun ölebileceğinden korktum.
I was almost hit by a car. start learning		Neredeyse bir araba tarafından çarpılıyordum
I was always good at math. start learning		Ben her zaman matematikte iyiyim.
I was aware of the danger. start learning		Ben tehlikenin farkındaydım.
I was barely able to work. start learning		Neredeyse çalışamıyordum.
I was disappointed in her. start learning		Onda hayal kırıklığına uğradım.
I was disappointed in him. start learning		O beni hayal kırıklığına uğrattı.
I was in bed with the flu. start learning		Grip yüzünden yataktaydım.
I was more angry than sad. start learning		Kızgın olduğum kadar çok üzgün değildim.
I was more angry than sad. start learning		Üzgün olmaktan daha kızgındım.
I was nearly hit by a car. start learning		Neredeyse bir araba tarafından çarpılıyordum.
I was not able to see him. start learning		Onu göremedim.
I was reading a book then. start learning		O zaman bir kitap okuyordum.
I was so drunk last night. start learning		Ben dün gece çok sarhoştum.
I was tired from studying. start learning		Çalışmaktan yoruldum.
I was tired with the work. start learning		Ben işten bıktım.
I was too hungry to speak. start learning		Konuşamayacak kadar çok açtım.
I was trying to kill time. start learning		Zaman öldürmeye çalışıyordum.
I was very busy last week. start learning		Geçen hafta çok meşguldüm.
I was very busy yesterday. start learning		Dün çok meşguldüm.
I watched TV this morning. start learning		Bu sabah TV izledim.
I went on with my reading. start learning		Benim okuma ile devam ettim.
I went to a haunted house. start learning		Perili bir eve gittim.
I went to Boston by train. start learning		Boston'a trenle gittim.
I went to church with him. start learning		Onunla birlikte kiliseye gittim.
I went to Kawagoe by taxi. start learning		Ben taksi ile Kawagoe'ye gittim.
I went to the supermarket. start learning		Süper markete gittim.
I will act on your advice. start learning		Tavsiyene göre davranacağım.
I will do it at all costs. start learning		Ben her ne pahasına olursa olsun onu yapacağım.
I will do it by all means. start learning		Her halükarda onu yapacağım.
I will do it by all means. start learning		Ne olursa olsun onu yapacağım.
I will give you a present. start learning		Sana bir hediye vereceğim.
I will give you the money. start learning		Ben parayı sana vereceğim.
I will give you this book. start learning		Bu kitabı sana vereceğim.
I will help you all I can. start learning		Elimden gelen her konuda size yardım edeceğim.
I will look the other way. start learning		Başka şekilde bakacağım.
I will take over your job. start learning		Ben senin işini devralacağım.
I will tell you about him. start learning		Sana ondan bahsedeceğim.
I wish I had wings to fly. start learning		Keşke uçmak için kanatlarım olsa.
I wish it were fine today. start learning		Keşke bugün hava iyi olsa.
I wish she were alive now. start learning		Keşke o şimdi hayatta olsa.
I wish you had been there. start learning		Keşke orada olsaydın.
I wish you would be quiet. start learning		Keşke sakin olsan.
I won't be able to attend. start learning		Ben katılamayacağım.
I wonder if he is at home. start learning		Onun evde olup olmadığını merak ediyorum.
I wonder what he will say. start learning		Ben onun ne söyleyeceğini merak ediyorum.
I wonder who that girl is. start learning		Şu kızın kim olduğunu merak ediyorum.
I wonder who that girl is. start learning		O kızın kim olduğunu merak ediyorum.
I work for an oil company. start learning		Ben bir petrol şirketi için çalışıyorum.
I work hard in the garden. start learning		Bahçede çok çalıştım.
I want a cup of tea. start learning		Bir fincan çay istiyorum.
I would like to eat sushi. start learning		Suşi yemek istiyorum.
I would like to visit you. start learning		Sizi ziyaret etmek istiyorum.
I would like your picture. start learning		Resmini istiyorum.
I wrote to her last month. start learning		O, ona geçen ay yazdı.
I'd like a bottle of soda. start learning		Ben bir şişe soda istiyorum.
I'd like a glass of water. start learning		Bir bardak su istiyorum.
I'd like one more blanket. start learning		Bir battaniye daha istiyorum.
I'd like some more butter. start learning		Biraz daha tereyağ istiyorum.
I'd like some more coffee. start learning		Ben biraz daha kahve istiyorum.
I'd like some tea, please. start learning		Biraz çay istiyorum, lütfen.
I'd like something to eat. start learning		Yiyecek bir şey istiyorum.
I'd like to buy eye drops. start learning		Göz damlası satın almak istiyorum.
I'd like to buy this doll. start learning		Bu bebeği satın almak istiyorum.
I'd like to have a coffee. start learning		Ben bir kahve istiyorum.
I'd like to see Mr Kosugi. start learning		Ben Bay Kosugi'yi görmek istiyorum.
I'd like to try skydiving. start learning		Gökyüzü dalışını denemek istiyorum.
I'd love to come with you. start learning		Seninle gelmek istiyorum.
I'll ask how to get there. start learning		Oraya nasıl gideceğimi soracağım.
I'll be back in two hours. start learning		İki saat içinde geri döneceğim.
I'll be back late tonight. start learning		Bu akşam geç saatlerde döneceğim.
I'll be free this evening. start learning		Bu akşam boş olacağım.
I'll be there at five p.m. start learning		Saat beşte ö.s. orada olacağım.
I'll be there in a minute. start learning		Bir dakika içerisinde orada olacağım.
I'll bring one more towel. start learning		Ben bir tane daha havlu getireceğim.
I'll call on him tomorrow. start learning		Onu yarın ziyaret edeceğim.
I'll call you later today. start learning		Ben bugün daha sonra seni arayacağım.
I'll call you up tomorrow. start learning		Ben seni yarın arayacağım.
I'll cook for you tonight. start learning		Bu akşam sana yemek pişireceğim.
I'll do it, if you insist. start learning		Eğer ısrar ederseniz, onu yaparım.
I'll expect you next week. start learning		Gelecek hafta seni bekleyeceğim.
I'll explain the incident. start learning		Ben olayı açıklayacağım.
I'll get this bag for you. start learning		Sizin için bu çantayı alırım.
I'll give it some thought. start learning		Ona biraz fikir vereceğim.
I'll give you anaesthesia. start learning		Sana anestezi vereceğim.
I'll give you this camera. start learning		Bu kamerayı size vereceğim.
I'll go to Hawaii by ship. start learning		Gemiyle Hawaii'ye gideceğim.
I'll have to let you know. start learning		Sana bildirmek zorunda kalacağım.
I'll help you if possible. start learning		Mümkün olursa sana yardım edeceğim.
I'll lend you my notebook. start learning		Defterimi sana ödünç vereceğim.
I'll love you until I die. start learning		Ben ölünceye kadar seni seveceğim.
I'll meet to you at eight. start learning		Seninle sekizde buluşacağım.
I'll personally visit you. start learning		Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
I'll remember you forever. start learning		Seni ebediyen hatırlayacağım.
I'll show my album to you. start learning		Sana albümümü göstereceğim.
I'll take my coffee black. start learning		Kahvemi koyu alacağım.
I'll take my cue from you. start learning		İp ucumu senden alacağım.
I'll tell you how to swim. start learning		Nasıl yüzüleceğini sana anlatacağım.
I'll try as hard as I can. start learning		Elimden geldiğince çok çalışacağım.
I'll try harder next time. start learning		Gelecek sefer daha çok gayret edeceğim.
I'm afraid he cannot come. start learning		Maalesef o gelemez.
I'm afraid of earthquakes. start learning		Depremlerden korkarım.
I'm always busy with work. start learning		Ben her zaman iş ile meşgulüm.
I'm attaching three files. start learning		Üç dosya ekliyorum.
I'm aware that you failed. start learning		Ben senin başarısız olduğunun farkındayım.
I'm beginning to hate her. start learning		Ondan nefret etmeye başlıyorum.
I'm busy with my homework. start learning		Ev ödevimle meşgulüm.
I'm dead against the plan. start learning		Ben plana tamamen karşıyım.
I'm disappointed with you. start learning		Seninle hayal kırıklığına uğradım.
I'm done with my homework. start learning		Ev ödevim bitti.
I'm done with that lesson. start learning		O dersi yaptım.
I'm feeling kind of tired. start learning		Yorgun gibi hissediyorum.
I feel kind of tired. start learning		Biraz yorgun hissediyorum.
I'm finishing my homework. start learning		Ev ödevimi bitiriyorum.
I'm fond of playing shogi. start learning		Japon satrancı oynamaya düşkünüm.
I'm glad that you'll come. start learning		Geleceğine memnun oldum.
I'm glad to meet you, too. start learning		Ben de sizinle tanıştığıma memnun oldum.
I'm glad to see you again. start learning		Seni tekrar gördüğüme memnun oldum.
I'm going out for a while. start learning		Ben bir süreliğine dışarı çıkıyorum.
I'm looking for a sweater. start learning		Bir kazak arıyorum.
I'm looking for batteries. start learning		Ben pil arıyorum.
I'm looking for my camera. start learning		Kameramı arıyorum.
I'm looking forward to it. start learning		Ben onun için sabırsızlanıyorum.
I'm looking forward to it. start learning		Ben ona can atıyorum.
I'm looking forward to it. start learning		Ben onu dört gözle bekliyorum.
I'm majoring in economics. start learning		Ben ekonomi dalında uzmanlaşıyorum.
I'm majoring in sociology. start learning		Sosyolojide uzmanlaşıyorum.
I'm much younger than you. start learning		Senden çok daha gencim.
I'm never late for school. start learning		Ben asla okula geç kalmam.
I'm not good at carpentry. start learning		Marangozlukta iyi değilim.
I'm not in good shape now. start learning		Şu an formda değilim.
I'm not so good at tennis. start learning		Teniste çok iyi değilim.
I'm not worried about Tom. start learning		Tom hakkında endişeli değilim.
I'm reading the newspaper. start learning		Ben gazete okuyorum.
I'm so sorry to hear that. start learning		Onu duyduğuma çok üzgünüm.
I'm sorry, I have no idea. start learning		Üzgünüm, bir fikrim yok.
I'm standing in the shade. start learning		Gölgede duruyorum.
I'm staying at that hotel. start learning		Ben o otelde kalıyorum.
I'm telling you the truth. start learning		Ben sana gerçeği söylüyorum.
I'm tied up at the office. start learning		Ben ofiste meşgulüm.
I'm too tired to do study. start learning		Çalışma yapmak için çok yorgunum.
I'm trying to lose weight. start learning		Zayıflamaya çalışıyorum.
I'm very glad to meet you. start learning		Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.
I'm very sad to hear that. start learning		Onu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm waiting for my mother. start learning		Annemi bekliyorum.
I've been looking for you. start learning		Seni arıyordum.
I've been working all day. start learning		Bütün gün çalışmaktayım.
I've eaten almost nothing. start learning		Neredeyse birşey yemedim.
I've finished my homework. start learning		Ev ödevimi bitirdim.
I've given up eating meat. start learning		Et yemekten vazgeçtim.
I've got really good news. start learning		Gerçekten iyi bir haberim var.
I've got to see a dentist. start learning		Dişçiyle görüşmek zorundayım.
I've just eaten breakfast. start learning		Ben kahvaltıyı az önce yaptım.
I've lived in Kobe before. start learning		Daha önce Kobe'de yaşadım.
I've lost a little weight. start learning		Biraz kilo verdim.
I've lost weight recently. start learning		Son zamanlarda kilo kaybettim.
I've made lots of friends. start learning		Ben çok arkadaş yaptım.
I've made lots of friends. start learning		Çok sayıda arkadaş yaptım.
I've met that girl before. start learning		Daha önce o kızla karşılaştım.
I've met that girl before. start learning		O kızı daha önce gördüm.
I've never been to Europe. start learning		Avrupa'da hiç bulunmadım.
If only I could go skiing. start learning		Keşke kayak yapmaya gidebilsem.
If you don't eat, you die. start learning		Yemek yemezsen, ölürsün.
In a sense, you are right. start learning		Bir bakıma, haklısın.
In a sense, you are wrong. start learning		Bir bakıma, yanılıyorsun.
In case of fire, call 119. start learning		Yangın durumunda, 119'u arayın.
In case of fire, call 119. start learning		Yangın haline, 119'u ara.
Is anybody waiting on you? start learning		Size hizmet eden biri var mı?
Is her hair naturally red? start learning		Onun saçı doğal kırmızı mı?
Is Jimmy writing a letter? start learning		Jimmy bir mektup yazıyor mu?
Is she staying at a hotel? start learning		O bir otelde kalıyor mu?
Is the bank far from here? start learning		Banka buradan uzak mı?
Is the flight on schedule? start learning		Uçuş takvime uygun mu?
Is there a bank near here? start learning		Buraya yakın bir banka var mı?
Is there a mall near here? start learning		Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?
Is this a pen or a pencil? start learning		Bu bir dolma kalem mi yoksa bir kurşun kalem mi?
Is this all you have, sir? start learning		Sahip olduğunuz her şey bu mudur, bayım?
Is this information right? start learning		Bu bilgi doğru mu?
Is this the bus to Oxford? start learning		Bu, Oxford'a giden otobüs mü?
It began raining just now. start learning		Az önce yağmur yağmaya başladı.
It began snowing just now. start learning		Az önce kar yağmaya başladı.
It can be used as a knife. start learning		O bir bıçak olarak kullanılabilir.
It depends on the context. start learning		Bu bağlama bağlıdır.
It depends on the context. start learning		O, içeriğe bağlıdır.
It doesn't take very long. start learning		Çok uzun sürmez.
It hardly ever rains here. start learning		Burada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
It has become much warmer. start learning		Hava çok daha sıcak oldu.
It is a difficult problem. start learning		O zor bir sorun.
It is a little cool today. start learning		Bugün biraz serin.
It is both good and cheap. start learning		O hem iyi hem de ucuz.
It is by no means certain. start learning		O hiçbir şekilde kesin değil.
It is easy to add 5 to 10. start learning		10'a 5 eklemek kolaydır.
It is easy to play tennis. start learning		Tenis oynamak kolaydır.
It is good to be a winner. start learning		Bir kazanan olmak iyidir.
It is impossible to do it. start learning		Onu yapmak imkânsız.
It is likely to rain soon. start learning		Muhtemelen yakında yağmur yağacak.
It is made partly of wood. start learning		O kısmen ahşaptan yapılmıştır.
It is nice and warm today. start learning		Bugün hava güzel ve sıcak.
It is no use trying again. start learning		Tekrar denemenin faydası yok.
It is quiet here at night. start learning		Geceleri burası sessizdir.
It is seven in London now. start learning		Şimdi Londra'da saat yedi.
It is still light outside. start learning		Dışarısı hala aydınlık.
It is threatening to rain. start learning		Bu yağmur tehdit ediyor.
It is too early to get up. start learning		Kalkmak için vakit çok erken.
It is too good to be true. start learning		O, gerçek olamayacak kadar çok iyi.
It is you who is to blame. start learning		Suçlanacak olan sensin.
It looks like it'll rain. start learning		Yağmur yağacak gibi görünüyor.
It looks very good on you. start learning		O üzerinde çok iyi duruyor.
It may or may not be true. start learning		Doğru olabilir yada olmayabilir.
It rained hard last night. start learning		Dün gece çok yağmur yağdı.
It seems that he is wrong. start learning		O, hatalı gibi görünüyor.
It seems that she was ill. start learning		O, hastaymış gibi görünüyor.
It seems very interesting. start learning		O çok ilginç görünüyor.
It was a complete failure. start learning		O tam bir fiyaskoydu.
It was a revelation to me. start learning		O benim için bir ilhamdı.
It was a very cold winter. start learning		Çok soğuk bir kıştı.
It was a wild goose chase. start learning		O, vahşi bir kaz avıydı.
It was eighty meters long. start learning		O, seksen metre uzunluğunda idi.
It was no laughing matter. start learning		O gülecek bir şey değildi.
It was just a joke. start learning		O sadece bir şakaydı.
It was nothing but a joke. start learning		O, şakadan başka birşey değildi.
It was raining last night. start learning		Dün gece yağmur yağıyordu.
It was really interesting. start learning		O, gerçekten ilginçti.
It wasn't much of a party. start learning		Büyük bir parti değildi.
It wasn't much of a storm. start learning		Büyük bir fırtına değildi.
It will cool down tonight. start learning		Hava bu gece soğuyacak.
It will cost you 45 cents. start learning		Sana 45 sente mal olur.
It will stop raining soon. start learning		Yakında yağmur duracaktır.
It would be better to try. start learning		Denemek daha iyi olurdu.
It'll soon be six o'clock. start learning		Yakında saat altı olacak.
It's a long way to Boston. start learning		Boston'a giden uzun bir yoldur.
It's a nice day, isn't it? start learning		Hoş bir gün, değil mi?
It's already nine o'clock. start learning		Zaten saat 9:00.
It's an artificial flower. start learning		O, yapay bir çiçektir.
It's bad luck to say that. start learning		Onu söylemek uğursuzluk getirir.
It's for a friend of mine. start learning		O, benim bir arkadaşım için.
It's my younger brother's. start learning		O benim genç erkek kardeşimin.
It's nearly three o'clock. start learning		Saat yaklaşık üç.
It's nice to be back home. start learning		Tekrar evde olmak güzel.
It's nonsense to try that. start learning		Ona uğraşmak anlamsız.
It's obvious that he lied. start learning		Onun yalan söylediği açık.
It's quarter to eight now. start learning		Sekize çeyrek var.
It's quarter to eight now. start learning		Saat şimdi yedi kırk beş.
It's starting to cool off. start learning		Hava serinlemeye başlıyor.
It's time to go to school. start learning		Okula gitme zamanıdır.
It's too difficult for me. start learning		Benim için çok zordur.
It's true that she's dead. start learning		Onun öldüğü gerçektir.
It's warm today, isn't it? start learning		Bugün sıcak, değil mi?
It's wonderful to be here. start learning		Burada olmak harika.
Jack is one of my friends. start learning		Jack arkadaşlarımdan biridir.
Jack resembles his father. start learning		Jack, babasına benzer.
Jane comes from Australia. start learning		Jane, Avustralya'dan geliyor.
Jane comes from Australia. start learning		Jane Avustralyalı.
Jane prefers dogs to cats. start learning		Jane, köpekleri kedilere tercih eder.
Jane was dressed as a man. start learning		Jane, bir erkek gibi giymişti.
Jim goes to school by bus. start learning		Jim okula otobüsle gider.
Jim got a job as a waiter. start learning		Jim'in bir garson olarak bir işi var.
Jim had his camera stolen. start learning		Jim kamerasını çaldırdı.
Jim is at work on his car. start learning		Jim arabasının üzerinde çalışıyor.
John gave Mary some money. start learning		John Mary'ye biraz para verdi.
John makes fun of his dog. start learning		John köpeğiyle eğlenir.
Just imitate what he does. start learning		Sadece onun yaptığını taklit et.
Kate is dressing her doll. start learning		Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.
Kate sympathized with him. start learning		Kate onun acısını paylaştı.
Ken goes to school by bus. start learning		Ken otobüsle okula gider.
Ken is busy now, isn't he? start learning		Ken şu anda meşgul, değil mi?
Ken likes music very much. start learning		Ken müziği çok sever.
Ken was running beside me. start learning		Ken yanımda çalışıyordu.
Lay the book on the table. start learning		Kitabı masaya bırak.
Leaves fall in the autumn. start learning		Yapraklar son baharda düşer.
Lend me your book, please. start learning		Bana lütfen kitabını ödünç ver.
Lend me your car tomorrow. start learning		Arabanı yarın bana ödünç ver.
Let him use the telephone. start learning		Telefonu kullansın.
Let me fix dinner for you. start learning		Senin için akşam yemeği hazırlayayım.
Let me go in place of him. start learning		Onun yerine gideyim.
Let me say this just once. start learning		Bunu sadece bir kez daha söyleyeyim.
Let me tell you something. start learning		Sana bir şey söyleyeyim.
Let me think for a minute. start learning		Bir dakika düşüneyim.
Let's begin with Lesson 3. start learning		3. ders ile başlayalım.
Let's clear out the attic. start learning		Tavan arasını temizleyelim.
Let's discuss the problem. start learning		Sorunu tartışalım.
Let's drop in for a drink. start learning		Bir içki için uğrayalım.
Let's eat in this evening. start learning		Bu akşam evde yiyelim.
Let's get out of the taxi. start learning		Taksiden inelim.
Let's get the party going. start learning		Partiye devam edelim.
Let's keep an eye on this. start learning		Buna göz kulak olalım.
Let's meet at one o'clock. start learning		Saat birde buluşalım.
Let's not go into details. start learning		Ayrıntıya girmeyelim.
Let's run to the bus stop. start learning		Otobüs durağına kadar koşalım.
Let's send for the doctor. start learning		Doktor getirtelim.
Let's stop here for today. start learning		Bugün burada duralım.
Let's take a picture here. start learning		Burada bir resim çekelim.
Let's take the 4:10 train. start learning		4:10 trenine binelim.
Little remains to be done. start learning		Yapılacak az şey var.
Look at that handsome boy. start learning		Şu yakışıklı çocuğa bak.
Look at this Japanese car. start learning		Bu Japon arabasına bak.
Lucy likes playing tennis. start learning		Lucy tenis oynamayı seviyor.
Lucy likes playing tennis. start learning		Lucy tenis oynamayı sever.
Lucy sometimes visits May. start learning		Lucy bazen Mary'yi ziyaret eder.
Lucy sometimes visits May. start learning		Lucy bazen May'i ziyaret eder.
Make room for the baggage. start learning		Bağaj için yer açın.
Make yourself comfortable. start learning		Rahatına bak.
Make yourself presentable. start learning		Kendinizi prezentabl yapın.
Many of them carried guns. start learning		Onların birçoğu silah taşıyordu.
Many problems awaited him. start learning		Birçok problemler onu bekliyordu.
Mari and Maki are sisters. start learning		Mari ve Maki kızkardeştirler.
Mary and Jane are cousins. start learning		Mary ve Jane kuzendir.
Mary and Jane are cousins. start learning		Mary ve Jane kuzenlerdir.
Mary is as tall as Tom is. start learning		Mary Tom kadar uzundur.
Mary is Tom's grandmother. start learning		Mary Tom'un büyükannesidir.
Mary likes milk very much. start learning		Mary sütü çok seviyor.
Mary likes milk very much. start learning		Mary sütü çok sever.
Mary told John the secret. start learning		Mary John'a sırrı söyledi.
Mary took maternity leave. start learning		Mary hamilelik izni aldı.
Mary wants to buy a dress. start learning		Mary bir elbise satın almak istiyor.
Mary's husband abused her. start learning		Mary'nin kocası onu suistimal etti.
Masaru gets married today. start learning		Masaru bugün evlenir.
May I have a bus schedule? start learning		Bir otobüs tarifesi alabilir miyim?
May I leave this with you? start learning		Bunu sizinle bırakabilir miyim?
May I share your umbrella? start learning		Şemsiyeni paylaşabilir miyim?
May I try this sweater on? start learning		Bu kazağı deneyebilir miyim?
May I use the shoe polish? start learning		Ayakkabı cilasını kullanabilir miyim?
May I use your dictionary? start learning		Sözlüğünü kullanabilir miyim?
Mayuko can ride a bicycle. start learning		Mayuko bir bisiklet sürebilir.
Mayuko can ride a bicycle. start learning		Mayuko bisiklete binebilir.
Mayuko jumped up in alarm. start learning		Mayuko alarmda ayağa fırladı.
McClellan decided to wait. start learning		McClellan beklemeye karar verdi.
Mike speaks good Japanese. start learning		Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.
Mike speaks good Japanese. start learning		Mike iyi Japonca konuşur.
Mike speaks good Japanese. start learning		Mike Japoncayı iyi konuşur.
Mike walked up to the boy. start learning		Mike çocuğa doğru yanaştı.
Miss Kanda runs very fast. start learning		Miss Kanda çok hızlı koşar.
Monday comes after Sunday. start learning		Pazardan sonra Pazartesi gelir.
Money can't buy happiness. start learning		Para mutluluğu satın alamaz.
Most students like sports. start learning		Öğrencilerin çoğu sporları sever.
Most women enjoy shopping. start learning		Birçok kadın alışverişi sever.
Murder is against the law. start learning		Cinayet yasalara aykırı.
My apartment is near here. start learning		Benim apartman dairem buraya yakın.
My aunt lives in New York. start learning		Teyzem New York'ta yaşıyor.
My brother is an engineer. start learning		Erkek kardeşim bir mühendistir.
My brother is out of work. start learning		Kardeşim işsizdir.
My brother lives in Tokyo. start learning		Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
My brother lives in Tokyo. start learning		Kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
My brother uses this bike. start learning		Erkek kardeşim bu bisikleti kullanır.
My business is prospering. start learning		Benim iş başarılı.
My business is prospering. start learning		İşim iyi gidiyor.
My car burns a lot of gas. start learning		Arabam çok benzin yakar.
My car is being fixed now. start learning		Arabam şimdi tamir ediliyor.
My cough is getting worse. start learning		Benim öksürük kötüleşiyor.
My daughter wants a piano. start learning		Kızım piano istiyor.
My father gave up smoking. start learning		Babam sigara içmeyi bıraktı.
My father helped me study. start learning		Babam çalışmama yardımcı oldu.
My father is a bank clerk. start learning		Babam bir banka memuru.
My father is getting bald. start learning		Babam kelleşiyor.
My father loves my mother. start learning		Babam annemi seviyor.
My father manages a store. start learning		Babam bir mağaza yönetir.
My father may be sleeping. start learning		Babam uyuyor olabilir.
My father swims very well. start learning		Babam çok iyi yüzer.
My father was in the navy. start learning		Babam donanmada idi.
My headache is gone. start learning		Baş ağrım geçti.
My home is in the country. start learning		Evim kırsal alanda.
My house has a small yard. start learning		Evimin küçük bir avlusu var.
My house is fully insured. start learning		Evim tam sigortalıdır.
My job is dull and boring. start learning		Benim görevim donuk ve sıkıcı.
My mother tasted the milk. start learning		Annem sütü tattı.
My mother tasted the milk. start learning		Annem sütün tadına baktı.
My pet cat died yesterday. start learning		Benim evcil kedim dün öldü.
My right foot is sleeping. start learning		Sağ ayağım uyuşuyor.
My room has three windows. start learning		Odamda üç pencere vardır.
My studies are going okay. start learning		Benim çalışmalar tamam olacak.
My uncle can speak German. start learning		Amcam almanca konuşabilir.
My uncle gave me a camera. start learning		Amcam bana bir kamera verdi.
My watch is very accurate. start learning		Saatim çok doğru.
My weight is 58 kilograms. start learning		Benim ağırlığım 58 kilodur.
My wife is a good manager. start learning		Eşim iyi bir yöneticidir.
My wife really hates cats. start learning		Karım gerçekten kedilerden nefret ediyor.
My wife's trying to sleep. start learning		Karım uyumaya çalışıyor.
Nancy doesn't play tennis. start learning		Nancy tenis oynamaz.
Nancy enjoys indoor games. start learning		Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.
Naoko is good at swimming. start learning		Naoko yüzmede iyidir.
Never keep a lady waiting. start learning		Asla bir bayanı bekletme.
Never speak ill of others. start learning		Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
Never tell me a lie again. start learning		Bana asla tekrar yalan söyleme.
No one believed his story. start learning		Hiç kimse onun hikayesine inanmadı.
No one could buy anything. start learning		Hiç kimse bir şey satın alamadı.
No one opposed the choice. start learning		Hiç kimse seçime karşı çıkmadı.
No one took notice of him. start learning		Kimse onu farketmedi.
Nobody has ever loved him. start learning		Hiç kimse onu sevmedi.
Nobody would listen to me. start learning		Kimse beni dinlemezdi.
None of the money is mine. start learning		Paranın hiçbirisi benim değil.
None of us have succeeded. start learning		Hiçbirimiz başarmadık.
Not all of them are happy. start learning		Onların hepsi mutlu değil.
No taxi stopped. start learning		Bir taksi bile durmadı.
Nothing is worse than war. start learning		Hiçbir şey savaştan daha kötü değildir.
Nothing really stands out. start learning		Gerçekten bir şey göze çarpmıyor.
Obviously, he is to blame. start learning		Açıkçası, o suçlanacak.
Oh no! I forgot my wallet. start learning		Oh hayır! Cüzdanımı unuttum.
One lump of sugar, please. start learning		Bir küp şeker, lütfen.
One of my bags is missing. start learning		Benim çantalardan biri eksik.
One of us will have to go. start learning		Bizden biri gitmek zorunda kalacak.
Open the window, will you? start learning		Pencereyi aç, lütfen.
Our cat is in the kitchen. start learning		Bizim kedimiz mutfaktadır.
Our fence is made of iron. start learning		Bizim çit demirden yapılmıştır.
Our hotel faces the coast. start learning		Otelimiz kıyıya bakar.
Our house faces the beach. start learning		Evimiz sahile bakar.
Our rocket is being built. start learning		Bizim roket yapılıyor.
Our teacher seldom laughs. start learning		Öğretmenimiz nadiren güler.
Our train arrived on time. start learning		Tren zamanında vardı.
Oysters are in season now. start learning		Şu an istiridye mevsimi.
Paper catches fire easily. start learning		Kağıt kolaylıkla tutuşur.
Pardon me for coming late. start learning		Geç kaldığım için bağışlayın.
Part of his story is true. start learning		Onun hikayesinin bir kısmı doğrudur.
Part of the story is true. start learning		Hikayenin bir bölümü doğrudur.
People can't live forever. start learning		İnsanlar sürekli yaşayamazlar.
People laughed at the boy. start learning		İnsanlar çocuğa güldü.
People liked Jimmy Carter. start learning		İnsanlar Jimmy Carter'i sevdiler.
Pizza is my favorite food. start learning		Pizza benim en sevdiğim yiyecek.
Plain white paper will do. start learning		Sadece beyaz kağıt yeterli.
Playing basketball is fun. start learning		Basketbol oynamak eğlencelidir.
Playing golf is great fun. start learning		Golf oynamak çok eğlenceli.
Playing the guitar is fun. start learning		Gitar çalmak eğlencelidir.
Please add up the numbers. start learning		Lütfen sayıları toplayınız.
Please answer my question. start learning		Lütfen sorumu cevapla.
Please ask him to call me. start learning		Lütfen ona beni aramasını rica edin.
Please boil an egg for me. start learning		Lütfen benim için bir yumurta kaynatın.
Please bring him his beer. start learning		Lütfen ona birasını getir.
Please come to pick me up. start learning		Lütfen arabayla beni almaya gel.
Please come to talk to me. start learning		Lütfen benimle konuşmaya gel.
Please contact me by mail. start learning		Lütfen benimle posta yoluyla irtibata geçiniz.
Please don't walk so fast. start learning		Lütfen çok hızlı yürüme.
Please drop by and see me. start learning		Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
Please fill out this form. start learning		Lütfen bu formu doldurun.
Please give me an ashtray. start learning		Lütfen bana bir küllük verin.
Please give me some water. start learning		Lütfen bana biraz su getir.
Please keep this a secret. start learning		Lütfen bunu bir sır olarak sakla.
Please lend me your knife. start learning		Lütfen bana bıçağını ödünç ver.
Please let me speak first. start learning		Lütfen önce ben konuşayım.
Please pass me the butter. start learning		Lütfen tereyağını bana uzat.
Please pass me the pepper. start learning		Lütfen biberi bana uzat.
Please say it more loudly. start learning		Lütfen onu daha yüksek sesle söyle.
Please take me to my seat. start learning		Lütfen beni koltuğuma götür.
Please tell me when to go. start learning		Lütfen bana ne zaman gideceğimi söyle.
Please turn off the light. start learning		Lütfen ışığı kapat.
Promise me you'll be good. start learning		Bana iyi olacağına söz ver.
Put in a good word for me. start learning		Benim için iyi bir şey söyle.
Put the money in the bank. start learning		Parayı bankaya yatırın.
Put your affairs in order. start learning		İşlerini sıraya koy.
Put your coat on a hanger. start learning		Paltonu askıya as.
Rats leave a sinking ship. start learning		Fareler batan gemiyi terkederler.
Read it once more, please. start learning		Onu bir kez daha okuyun, lütfen.
Read the bottom of the page. start learning		Bir sayfanın alt kısmını okuyun.
Ready or not, here I come. start learning		Hazır ya da değil, işte geliyorum.
Roll up your right sleeve. start learning		Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Sales are down this month. start learning		Bu ay satışlar düşük.
Say hello to your friends. start learning		Arkadaşlarına selam söyle.
School begins at 8:10 a.m. start learning		Okul saat 8:10 a. m de başlar.
School begins at 8:30 a.m. start learning		Okul sabah 8:30 da başlar.
School starts next Monday. start learning		Gelecek Pazartesi okul başlar.
Second semester has ended. start learning		İkinci dönem bitti.
Send for a doctor at once. start learning		Derhal bir doktor getirt.
She advised him not to go. start learning		Ona gitmemesini tavsiye et.
She always gets up at six. start learning		O, her zaman altıda kalkar.
She always keeps her word. start learning		O, her zaman sözünü tutar.
She arrived late as usual. start learning		O her zamanki gibi geç geldi.
She asked about my school. start learning		O, okulum hakkında soru sordu.
She became a great artist. start learning		O büyük bir sanatçı oldu.
She bought him some candy. start learning		Ona biraz şeker aldı.
She bought me a nice coat. start learning		O, bana güzel bir ceket satın aldı.
She bought two dozen eggs. start learning		O, iki düzine yumurta satın aldı.
She brushed away the dust. start learning		O tozu sildi.
She calls him every night. start learning		O onu hergece arar.
She came down with a cold. start learning		O, soğuk algınlığı yüzünden çöktü.
She can't do without milk. start learning		O süt olmadan yapamaz.
She comes from California. start learning		O, Kaliforniya'lıdır.
She could pass for twenty. start learning		O yirmi olarak kabul edildi.
She denied having met him. start learning		O, onunla buluştuğunu inkar etti.
She did it all by herself. start learning		O, onun hepsini kendi yaptı.
She did it in her own way. start learning		O, onu kendi tarzıyla yaptı.
She did not marry the man. start learning		O, adamla evlenmedi.
She did not read the book. start learning		O, kitabı okumadı.
She didn't come after all. start learning		Düşünülenin aksine o gelmedi.
She died in a plane crash. start learning		O bir uçak kazasında öldü.
She doesn't listen to him. start learning		O onu dinlemez.
She doesn't live with him. start learning		O onunla birlikte yaşamaz.
She dropped out of school. start learning		O, okuldan kaydını sildirdi.
She fell in love with him. start learning		O, ona aşık oldu.
She felt happy to see him. start learning		Onu gördüğüne mutlu oldu.
She gave me a pretty doll. start learning		O bana güzel bir oyuncak bebek verdi.
She gave me plenty to eat. start learning		O bana yemek için çok şey verdi.
She gave me several books. start learning		O bana birkaç kitap verdi.
She gave them some apples. start learning		O onlara birkaç elma verdi.
She got married last year. start learning		O, geçen yıl evlendi.
She graduated with honors. start learning		O pekiyi derece ile mezun oldu.
She had a happy childhood. start learning		Onun mutlu bir çocukluğu vardı.
She had no one to turn to. start learning		Onun dönecek kimsesi yoktu.
She handed him his jacket. start learning		O, ona ceketini verdi.
She has a beautiful voice. start learning		Onun güzel bir sesi var.
She has a small black dog. start learning		Onun küçük siyah bir köpeği var.
She has about 2,000 books. start learning		O yaklaşık olarak 2,000 kitaba sahiptir.
She has an eye for beauty. start learning		O, güzellikten anlar.
She has done her homework. start learning		O, ev ödevini bitirdi.
She has never gone abroad. start learning		O, asla yurt dışına gitmedi.
She has never visited him. start learning		O asla onu ziyaret etmedi.
She has no one to turn to. start learning		Onun gidecek kimsesi yok.
She has not turned up yet. start learning		O henüz dönmedi.
She has very good manners. start learning		Onun çok iyi davranışları vardır.
She hit him with a hammer. start learning		O, ona bir çekiçle vurdu.
She is a college graduate. start learning		O bir üniversite mezunudur.
She is a really nice girl. start learning		O gerçekten iyi bir kız.
She is a very clever liar. start learning		O çok akıllı bir yalancıdır.
She is a very nice person. start learning		O, çok hoş biridir.
She is a very poor driver. start learning		O, çok kötü bir sürücü.
She is afraid of the dark. start learning		O, karanlıktan korkar.
She is after a better job. start learning		O, daha iyi bir işin peşinde.
She is amusing to be with. start learning		Onunla olmak eğlenceli.
She is bound to come here. start learning		O buraya gelmek zorunda.
She is busy with her work. start learning		O, işiyle meşgul.
She is by no means stupid. start learning		O, hiçbir şekilde aptal değildir.
She is clearly over forty. start learning		O, açıkça kırkın üzerinde.
She is famous as a singer. start learning		O bir şarkıcı olarak ünlüdür.
She is far from beautiful. start learning		O, güzel olmaktan çok uzak.
She is guilty of stealing. start learning		O, çalmaktan suçludur.
She is her old self again. start learning		O tekrar eskisi gibi.
She is in bed with a cold. start learning		O, soğuk algınlığı yüzünden yatakta.
She is interested in jazz. start learning		O jaza ilgi duyuyor.
She is kind to old people. start learning		O, yaşlı insanlara karşı naziktir.
She is learning the piano. start learning		O, piyanoyu öğreniyor.
She is loved by everybody. start learning		O, herkes tarafından sevilir.
She is no ordinary singer. start learning		O sıradan bir şarkıcı değildir.
She is opening the window. start learning		O pencereyi açıyor.
She kept crying all night. start learning		O, bütün gece ağlamaya devam etti.
She knows her limitations. start learning		O, kendi sınırlarını bilir.
She left on Christmas Day. start learning		O, Noel Günü ayrıldı.
She left with her friends. start learning		O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.
She likes music very much. start learning		Müziği çok severim.
She lived an unhappy life. start learning		O, mutsuz bir hayat yaşadı.
She lived an unhappy life. start learning		O mutsuz bir hayat yaşadı.
She lived next door to us. start learning		O bizim bitişikte yaşadı.
She lived there for years. start learning		O, yıllarca orada yaşadı.
She lives in a large house. start learning		O, büyük bir evde yaşıyor.
She lives next door to us. start learning		O bizim bitişiğimizde yaşıyor.
She looked after her baby. start learning		O, bebeğiyle ilgilendi.
She looked at him angrily. start learning		O, ona öfkeyle baktı.
She looked at the picture. start learning		O resme baktı.
She looks like her mother. start learning		O, annesine benziyor.
She made her mother happy. start learning		O, annesini mutlu etti.
She married her classmate. start learning		O, sınıf arkadaşı ile evlendi.
She married him last year. start learning		O, onunla geçen yıl evlendi
She met him for breakfast. start learning		O, kahvaltı için onunla buluştu.
She met him only recently. start learning		O, onunla sadece son zamanlarda görüştü.
She must be angry with me. start learning		O bana kızgın olmalı.
She must be on cloud nine. start learning		O çok mutlu olmalı.
She often calls him names. start learning		O, ona sık sık ağzına geleni söyler.
She owns a very big house. start learning		O, çok büyük bir eve sahiptir.
She painted the wall pink. start learning		O, duvarı pembe boyadı.
She pressured him to quit. start learning		O ona istifa etmesi için baskı yaptı.
She promised to marry him. start learning		O onunla evlenmek için söz verdi.
She put her room in order. start learning		O, odasını düzenledi.
She put him under a spell. start learning		O, ona bir büyü yaptı.
She put sheets on her bed. start learning		O çarşafları yatağın üzerine koydu.
She refused my invitation. start learning		O benim davetimi reddetti.
She refused to go with me. start learning		Benimle gitmeyi reddetti.
She runs faster than I do. start learning		O, benden daha hızlı koşar.
She said something to him. start learning		O ona birşey söyledi.
She said that she was ill. start learning		O, hasta olduğunu söyledi.
She seldom eats breakfast. start learning		O, nadiren kahvaltı yapar.
She sent me a long letter. start learning		O, bana uzun bir mektup gönderdi.
She served us a good meal. start learning		O bize güzel bir yemek servisi yaptı.
She shot him with a rifle. start learning		O onu bir tüfekle vurdu.
She showed him my picture. start learning		O ona benim resmimi gösterdi.
She showers every morning. start learning		O her sabah duş alır.
She swam across the river. start learning		O, nehri yüzerek geçti.
She taught me how to swim. start learning		O, bana nasıl yüzeceğimi öğretti.
She testified against him. start learning		O, onun aleyhine tanıklık etti.
She tied him to the chair. start learning		O onu sandalyeye bağladı.
She told him not to worry. start learning		O ona üzülmemesini söyledi.
She took him to the store. start learning		O onu mağazaya götürdü.
She traveled around Japan. start learning		O, Japonya'da dolaştı.
She treated him very well. start learning		O ona çok iyi davrandı.
She turned around quickly. start learning		O hızla arkaya döndü.
She turned down the radio. start learning		O, radyonun sesini kıstı.
She turned her back to me. start learning		O, bana arkasını döndü.
She turned off the lights. start learning		O, ışıkları kapattı.
She turned pale with fear. start learning		Onun korkudan benzi sarardı.
She used to live near him. start learning		O onun yakınında yaşardı.
She used to live with him. start learning		O onunla yaşardı.
She usually gets up early. start learning		O genellikle erken kalkar.
She visited him in Boston. start learning		O Boston'da onu ziyaret etti.
She walked very carefully. start learning		O çok dikkatli bir şekilde yürüdü.
She was a medical student. start learning		O bir tıp öğrencisiydi.
She was a track star once. start learning		O, bir zamanlar spor yıldızıydı.
She was afraid of the dog. start learning		O, köpekten korkuyordu.
She was born in the 1950s. start learning		O, 1950 lerde doğdu.
She was brought up by him. start learning		O onun tarafından yetiştirildi.
She was crying last night. start learning		O, dün gece ağlıyordu.
She was forced to confess. start learning		O, itiraf etmek için zorlandı.
She was going up a ladder. start learning		O bir merdivene çıkıyordu.
She was humiliated by him. start learning		O, onun tarafından aşağılandı.
She was injured in a fall. start learning		O, bir düşmede yaralandı.
She was ironing her dress. start learning		O, elbisesini ütülüyordu.
She was now out of danger. start learning		O şimdi tehlikeyi atlattı.
She was out when I called. start learning		Ben aradığımda o dışardaydı.
She was run over by a car. start learning		O bir araba tarafından ezildi.
She was there all morning. start learning		O, bütün sabah oradaydı.
She was wearing a new hat. start learning		O yeni bir şapka giyiyordu.
She wears a lot of makeup. start learning		O, çok makyaj yapar.
She went there by herself. start learning		O, oraya yalnız gitti.
She will make a good wife. start learning		o, iyi bir eş olacak.
She wouldn't speak to him. start learning		O onunla konuşmazdı.
She's an outspoken person. start learning		O açık sözlü bir kişi.
She's got the best grades. start learning		O en iyi derecelere sahiptir.
She's in the hospital now. start learning		O, şimdi hastanededir.
Shinko's brother is eight. start learning		Shinko'nun erkek kardeşi sekiz yaşındadır.
Should we change the flag? start learning		Bayrağı değiştirmeli miyiz?
Show me the way, will you? start learning		Bana yolu gösterin, ne dersiniz?
Smog causes plants to die. start learning		Kirli hava bitkilerin ölmesine sebep olur.
Snow fell in large flakes. start learning		Lapa lapa kar yağdı.
Some people go after fame. start learning		Bazı insanlar şöhretin peşinden gider.
Some people hate to argue. start learning		Bazıları tartışmaktan nefret ederler.
Some people hate to argue. start learning		Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.
Some snakes are poisonous. start learning		Bazı yılanlar zehirlidir.
Somebody has left his hat. start learning		Biri şapkasını bıraktı.
Somebody took away my bag. start learning		Biri çantamı aldı götürdü.
Someone asked about Texas. start learning		Birisi Texsas hakkında soru sordu.
Someone stole my passport. start learning		Birisi pasaportumu çaldı.
Spain approved the treaty. start learning		İspanya antlaşmayı onayladı.
Speeding causes accidents. start learning		Hız yapma kazalara neden olur.
It's boring to stay at home. start learning		Evde kalmak sıkıcıdır.
Susie's hair is very long. start learning		Susie'nin saçı çok uzun.
Swimming is good exercise. start learning		Yüzme iyi egzersizdir.
Take a breath and hold it. start learning		Bir nefes alın ve onu tutun.
Take the pan off the fire. start learning		Tavayı ateşten alın.
Take the road on the left. start learning		Yolun solunda gidin.
Take three steps and jump. start learning		Üç adım at ve atla.
Taro Ito was found guilty. start learning		Taro Ito suçlu bulundu.
Tell me what your name is. start learning		Bana adının ne olduğunu söyle.
Tell me whose hat this is. start learning		Bunun kimin şapkası olduğunu bana söyle.
Tell me why he was absent. start learning		Bana onun niçin yok olduğunu söyle.
Thank you for inviting me. start learning		Beni davet ettiğiniz için size teşekkür ederim.
Thank you for not smoking. start learning		Sigara içmediğin için teşekkür ederim.
Thank you for the present. start learning		Hediye için teşekkür ederim.
Thank you for your advice. start learning		Tavsiyen için teşekkür ederim.
Thank you for your letter. start learning		Mektubun için teşekkür ederim.
Thank you very, very much! start learning		Sana çok, çok teşekkür ederim!
That big one is also mine. start learning		O büyük olan da benimki.
That book was interesting. start learning		O kitap ilginçti.
That car is a real beauty. start learning		O araba gerçek bir güzelliktir.
That chimney is very high. start learning		O baca çok yüksek.
That didn't really happen. start learning		O, gerçekten olmadı.
That dog has a short tail. start learning		O köpeğin kısa bir kuyruğu var.
That fact can't be denied. start learning		O gerçek inkar edilemez.
That girl's eyes are blue. start learning		Şu kızın gözleri mavi.
That house belongs to him. start learning		O ev ona aittir.
That is a trivial problem. start learning		O önemsiz bir sorundur.
That is rather unexpected. start learning		O, oldukça beklenmeyen bir durumdur.
That might have been true. start learning		O, gerçek olabilirdi.
That pasture is ten acres. start learning		O mera on dönümdür.
That red dress suited her. start learning		O kırmızı elbise ona uydu.
That sounds very tempting. start learning		O çok ayartıcı görünüyor.
That street is very noisy. start learning		O cadde çok gürültülü.
That was a delicious meal. start learning		O lezzetli bir yemekti.
That'll put you in danger. start learning		O, seni tehlikeye atar.
That's a pretty good idea. start learning		O oldukça iyi bir fikir.
That's just what I wanted. start learning		O tam benim istediğim.
That's the absolute truth. start learning		O, mutlak gerçektir.
The Allies wasted no time. start learning		Müttefikler hiç bir zaman boşa zaman harcamadı.
The answers are all right. start learning		Cevaplar tamam.
The baby doesn't walk yet. start learning		Bebek henüz yürümüyor.
The baby opened his mouth. start learning		Bebek ağzını açtı.
The baby wants its mother. start learning		Bebek annesini istiyor.
The baby was sound asleep. start learning		Bebek uykuya daldı.
The bad smell sickened me. start learning		Kötü koku beni rahatsız etti.
The bell has not rung yet. start learning		Zil henüz çalmadı.
The bill came to over $25. start learning		Hesap 25 dolardan fazla geldi.
The bird spread its wings. start learning		Kuş kanatlarını açıyor.
The book is about the law. start learning		Kitap hukuk hakkında.
The bookshelf is built in. start learning		Kitaplık gömmedir.
The boy has good reflexes. start learning		Çocuğun iyi refleksleri var.
The boy screamed for help. start learning		Çocuk yardım için bağırdı.
The bread is old and hard. start learning		Ekmek bayat ve sert.
The bus was heading north. start learning		Otobüs kuzeye gidiyordu.
The cars collided head on. start learning		Arabalar kafa kafaya çarpıştı.
The cat scratched my hand. start learning		Kedi elimi tırmaladı.
The changes were not made. start learning		Değişiklikler yapılmadı.
The child painted flowers. start learning		Çocuk çiçekleri boyadı.
The chili burnt my tongue. start learning		Kırmızı biber dilimi yaktı.
The concert was a success. start learning		Konser bir başarı idi.
The Congress had no money. start learning		Kongre'nin parası yoktu.
The cook broiled the meat. start learning		Aşçı eti ızgarada pişirdi.
The cows are eating grass. start learning		İnekler ot yiyorlar.
The crow spread his wings. start learning		Karga kanatlarını açtı.
The deer ran for its life. start learning		Geyik, yaşamı için kaçtı.
The doctor gave it to her. start learning		Doktor onu ona verdi.
The dog ran after the cat. start learning		Köpek kediyi kovaladı.
The dog ran around a tree. start learning		Köpek bir ağacın etrafında koştu.
The dog was out of breath. start learning		Köpek nefes nefese kalmıştı.
The doll lay on the floor. start learning		Bebek yerde yatıyordu.
The economy is picking up. start learning		Ekonomi gelişiyor.
The engine wouldn't start. start learning		Motor çalışmazdı.
The fact is that she lied. start learning		Gerçek onun yalan söylemesidir.
The famous pianist smiled. start learning		Ünlü piyanist gülümsedi.
The figures add up to 230. start learning		Rakamlar 230'a varıyor.
The fly is on the ceiling. start learning		Sinek tavanda.
The funeral was yesterday. start learning		Cenaze töreni dündü.
The gate is closed at six. start learning		Kapı altıda kapatılır.
The girl broke the window. start learning		Kız pencereyi kırdı.
The girl entered the room. start learning		Kız odaya girdi.
The girls danced to music. start learning		Kızlar müziğe göre dans ettiler.
The glass broke to pieces. start learning		Cam parçalara bölündü.
The glass is full of milk. start learning		Bardak süt doludur.
The glass is full of wine. start learning		Bardak şarap dolu.
The hail harmed the crops. start learning		Dolu ekinlere zarar verdi.
The headlights don't work. start learning		Farlar çalışmıyor.
The hen hatched five eggs. start learning		Tavuk beş yumurta yumurtladı.
The hospital is near here. start learning		Hastane buraya yakın.
The house has been bought. start learning		Ev satın alındı.
The house is owned by him. start learning		Onun tarafından eve sahip olundu.
The image is out of focus. start learning		Görüntü odak dışında.
The king abused his power. start learning		Kral, gücünü kötüye kullandı.
The lemon is a sour fruit. start learning		Limon ekşi bir meyvedir.
The lunch is on the table. start learning		Öğle yemeği masada.
The man finally confessed. start learning		Adam sonunda itiraf etti.
The match ended in a draw. start learning		Maç berabere bitti.
The matter is all settled. start learning		Sorun tamamen halledildi.
The meeting was held here. start learning		Toplantı burada yapıldı.
The movie was interesting. start learning		Film ilginçti.
The murderer was executed. start learning		Katil idam edildi.
The odds are in his favor. start learning		Avantajlar ondan yana.
The old man sat all alone. start learning		Yaşlı adam yapayalnız oturdu.
The opera starts at seven. start learning		Opera yedide başlar.
The pain is getting worse. start learning		Ağrı daha da kötüleşmektedir.
The party was almost over. start learning		Parti neredeyse bitti.
The party wasn't much fun. start learning		Parti çok eğlenceli değildi.
The patient was in danger. start learning		Hasta tehlikede.
The piano has a good tone. start learning		Piyanonun iyi bir sesi var.
The plane arrived on time. start learning		Uçak zamanında geldi.
The plane is due at 7 p.m. start learning		Uçak saat yedide bekleniyor.
The pond is 3 meters deep. start learning		Gölet üç metre derinliğindedir.
The population is growing. start learning		Nüfus büyüyor.
The prisoner was released. start learning		Mahkum serbest bırakıldı.
The program is on the air. start learning		Proğram yayında.
The proposal went through. start learning		Teklif geçti.
The radio is out of order. start learning		Radyo çalışmıyor.
The rain lasted five days. start learning		Yağmur beş gün sürdü.
The rain lasted four days. start learning		Yağmur dört gün sürdü.
The road turns left there. start learning		Yol orada sola döner.
The situation is hopeless. start learning		Durum ümitsizdir.
The snow lasted four days. start learning		Kar dört gün sürdü.
The soldier acted bravely. start learning		Asker cesurca davrandı.
The soldier gave his name. start learning		Asker onun adını verdi.
The soldier is going away. start learning		Asker uzaklaşıyor.
The spy burned the papers. start learning		Casus evrakları yaktı.
The station is dead ahead. start learning		İstasyon dosdoğru.
The station is pretty far. start learning		İstasyon oldukça uzaktır.
The stew smells delicious. start learning		Güveç lezzetli kokuyor.
The store closes at seven. start learning		Mağaza yedide kapatır.
The sun has not risen yet. start learning		Güneş henüz doğmadı.
The thunder became louder. start learning		Gök gürültüsü yükseldi.
The town grew into a city. start learning		Kasaba bir şehir haline geldi.
The traffic is heavy here. start learning		Trafik burada çok yoğundur.
The train arrived on time. start learning		Tren zamanında vardı.
The train finally arrived. start learning		Tren sonunda geldi.
The train left at sunrise. start learning		Tren gün doğumunda gitti.
The tree bent in the wind. start learning		Üç ağaç rüzgarda eğildi.
The tree blocked the road. start learning		Ağaç yolu kapattı.
The truth is I told a lie. start learning		Aslına bakarsan, yalan söyledim.
The truth is I told a lie. start learning		Gerçek bir yalan söylemiş olmamdır.
The war broke out in 1939. start learning		Savaş 1939 da patlak verdi.
The war is still going on. start learning		Savaş hala devam ediyor.
The War of 1812 had begun. start learning		1812 Savaşı başlamıştı.
The weather won't be fine. start learning		Hava güzel olmayacak.
The whole class was quiet. start learning		Bütün sınıf sessizdi.
The wild wind was blowing. start learning		Vahşi rüzgar esiyordu.
The wind blew her hat off. start learning		Rüzgar onun şapkasını uçurdu.
The woman hugged the baby. start learning		Kadın bebeğe sarıldı.
The woman is taking notes. start learning		Kadın notlar alıyor.
The workers are on strike. start learning		İşçiler grevdeler.
The wound became infected. start learning		Yara enfekte oldu.
Their price is below ours. start learning		Onların fiyatı bizimkinin altındadır.
Their wedding is tomorrow. start learning		Onların düğünü yarın.
There are almost no books. start learning		Neredeyse hiç kitap yok.
There are no comments yet. start learning		Henüz yorumlar yok.
There aren't any problems. start learning		Hiç problem yok.
There is a letter for you. start learning		Sizin için bir mektup var.
There is a napkin missing. start learning		Eksik bir peçete var.
There is food on the desk. start learning		Masanın üzerinde yiyecek vardır.
There is little time left. start learning		Az zaman kaldı.
There is little wine left. start learning		Kalan biraz şarap var.
There is no time to argue. start learning		Tartışmak için zaman yok.
There is no TV in my room. start learning		Odamda televizyon yok.
There isn't any milk left. start learning		Kalan hiç süt yok.
There must be another way. start learning		Başka bir yol olmalı.
There was a hiss of steam. start learning		Bir buhar tıslaması vardı.
There was another problem. start learning		Başka bir sorun vardı.
There was much work to do. start learning		Yapacak çok iş vardı.
There was not enough fuel. start learning		Yeterli yakıt yoktu.
There wasn't much traffic. start learning		Çok trafik yoktu.
There were lots of people. start learning		Bir sürü insan vardı.
There's a dog by the door. start learning		Kapının yanında bir köpek var.
There's a hair in my soup. start learning		Çorbamda bir kıl var.
There's a hole in my coat. start learning		Paltomda bir delik var.
There's dust on the table. start learning		Masada toz var.
There's no salad oil left. start learning		Salata yağı kalmadı.
These boots belong to her. start learning		Bu çizmeler ona aittir.
These cups are all broken. start learning		Bu bardakların hepsi kırık.
These days I am very busy. start learning		Bu günlerde ben çok meşgulüm.
These lilies smell lovely. start learning		Bu zambaklar güzel kokuyor.
These oranges have rotted. start learning		Bu portakallar çürüdü.
These shoes are too tight. start learning		Bu ayakkabılar çok sıkı.
These shoes belong to Tom. start learning		Bu ayakkabılar Tom'a aittir.
These shoes fit perfectly. start learning		Bu ayakkabılar mükemmel şekilde uyuyor.
They adopted a new policy. start learning		Onlar yeni bir politika benimsedi.
They adopted the proposal. start learning		Onlar teklifi benimsediler.
They amended the document. start learning		Onlar dökümanı düzelttiler.
Both of them are in the room. start learning		Onların her ikisi de odadalar.
They are building a house. start learning		Onlar bir ev yapıyorlar.
They are crazy about jazz. start learning		Onlar Jaza deli oluyorlar.
They are paid by the week. start learning		Onlara haftalık ödenir.
They arrived at the hotel. start learning		Onlar otele vardılar.
They blocked his proposal. start learning		Onlar onun teklifini engellediler.
They called the dog Rocky. start learning		Onlar köpeğe Rocky dediler.
They constructed a bridge. start learning		Onlar bir köprü yaptılar.
They did not give up hope. start learning		Onlar umutlarını kaybetmediler.
They did not work, either. start learning		Onlar da çalışmadılar.
They each paid separately. start learning		Onların herbiri ayrı ayrı ödedi.
They eat meat once a week. start learning		Onlar haftada bir kez et yerler.
They felt he was too weak. start learning		Onlar onun çok zayıf olduğunu hissettiler.
They filled in the blanks. start learning		Onlar boşlukları doldurdular.
They found the room empty. start learning		Onlar odayı boş buldular.
They gave him up for lost. start learning		Onlar onu kayıp kabul ettiler.
They had a baby last week. start learning		Geçen hafta bir bebekleri oldu.
They had voted for action. start learning		Onlar eylem için oy vardı.
They have the same habits. start learning		Onlar aynı alışkanlıklara sahipler.
They have twelve children. start learning		Onların on iki çocuğu var.
They invited me to dinner. start learning		Onlar beni akşam yemeğine davet etti.
They live near the school. start learning		Onlar okulun yanında yaşıyorlar.
They looked after the boy. start learning		Onlar çocuğa baktılar.
They looked at each other. start learning		Onlar birbirlerine baktılar.
They looked up at the sky. start learning		Onlar gökyüzüne baktılar.
They made us work all day. start learning		Onlar bizi bütün gün çalıştırdı.
They missed a good chance. start learning		Onlar iyi bir fırsat kaçırdı.
They moved to a new house. start learning		Onlar yeni bir eve taşındı.
They must have been tired. start learning		Onlar yorgun olmalılar.
They named their son John. start learning		Onlar oğullarına John adını verdiler.
They sank ten enemy ships. start learning		Onlar on düşman gemisini batırdılar.
They sat down by the fire. start learning		Onlar ateşin yanında oturdular.
They set out for New York. start learning		Onlar New York'a seyahate çıktılar.
They smiled at each other. start learning		Onlar birbirlerine gülümsedi.
They studied them closely. start learning		Onları yakından incelediler.
They supported the Allies. start learning		Onlar müttefikleri destekledi.
They talked to each other. start learning		Onlar birbirleriyle konuştular.
They went around the lake. start learning		Onlar gölün etrafında dolaştılar.
They were frozen to death. start learning		Onlar donarak öldüler.
They were plainly dressed. start learning		Onlar sade giyinmişlerdi.
They were very kind to me. start learning		Onlar bana karşı nazikti.
They work as hard as ever. start learning		Onlar her zamanki kadari çok çalışırlar.
They worship every Sunday. start learning		Onlar her Pazar ibadet ederler.
They're all the same size. start learning		Onların hepsi aynı boyutta.
They're going to Ishikawa. start learning		Onlar Ishikawa'ya gidiyorlar.
This bag cost me 6 pounds. start learning		Bu çanta bana 6 paunda maloldu.
This berry is good to eat. start learning		Bu dut yemek için iyidir.
This bike is easy to ride. start learning		Bu bisikleti sürmesi kolaydır.
This book is easy to read. start learning		Bu kitap kolay okunur.
This book is easy to read. start learning		Bu kitabı okuması kolaydır.
This book is not for sale. start learning		Bu kitap satılık değil.
This box is full of books. start learning		Bu kutu kitaplarla dolu.
This cage is made of wire. start learning		Bu kafes telden yapılmıştır.
This car is easy to drive. start learning		Bu arabayı sürmek kolaydır.
This car is made in Japan. start learning		Bu araba Japonya'da yapılır.
This coffee is too bitter. start learning		Bu kahve çok acı.
This coffee tastes bitter. start learning		Bu kahvenin tadı acı.
This desk is used by Yumi. start learning		Bu masa Yumi tarafından kullanılır.
This glass contains water. start learning		Bu bardakta su var.
This handle will not turn. start learning		Bu kol dönmüyor.
This hat cost ten dollars. start learning		Bu şapka on dolara mal oldu.
This house needs painting. start learning		Bu ev boyanılmalı.
This is a daily newspaper. start learning		Bu bir günlük gazetedir.
This is a great apartment. start learning		Bu harika bir daire.
This is a new type of car. start learning		Bu yeni tip bir araba.
This is a present for you. start learning		Bu sizin için bir hediye.
This is a worthwhile book. start learning		Bu yararlı bir kitap.
This is all I have to say. start learning		Bu söylemek zorunda olduğum herşeydir.
This is all Tom has to do. start learning		Tom'un bütün yapmak zorunda olduğu budur.
This is also a good movie. start learning		Bu da iyi bir film.
This is an automatic door. start learning		Bu otomatik bir kapıdır.
This is the flag of Japan. start learning		Bu, Japonya bayrağıdır.
This may be of use to you. start learning		Bu sana faydalı olabilir.
This metal is called zinc. start learning		Bu metale çinko denir.
This problem is beyond me. start learning		Bu sorun beni aşar.
This racket belongs to me. start learning		Bu raket bana ait.
This room is large enough. start learning		Bu oda yeterince büyük.
This soup needs more salt. start learning		Bu çorbanın daha fazla tuza ihtiyacı var.
This stain won't come out. start learning		Bu leke çıkmaz.
This time, he got results. start learning		Bu defa sonuçları aldı.
This used car is for sale. start learning		Bu İkinci el araç satılıktır.
This wall feels very cold. start learning		Bu duvar çok soğuk.
This wasn't cheap, was it? start learning		Bu ucuz değildi, değil mi?
This winter has been mild. start learning		Bu kış yumuşaktı.
This word is still in use. start learning		Bu kelime hala kullanılıyor.
Those flowers smell sweet. start learning		Bu çiçekler miss gibi kokuyor.
To master English is difficult. start learning		İngilizceye hakim olmak zordur.
Today's party is informal. start learning		Bugünkü parti resmi değil.
Tom abstained from voting. start learning		Tom oylamada çekimser kaldı.
Tom accepted Mary's offer. start learning		Tom, Mary'nin teklifini kabul etti.
Tom always causes trouble. start learning		Tom her zaman soruna neden olur.
Tom always keeps his word. start learning		Tom her zaman sözünü tutar.
Tom and I are old friends. start learning		Tom ve ben eski arkadaşız.
Tom appreciates good wine. start learning		Tom, iyi bir şaraptan anlar.
Tom arrived ahead of Mary. start learning		Tom Mary'nin önünde geldi.
Tom asked for Mary's help. start learning		Tom Mary'nin yardımını istedi.
Tom asked for more coffee. start learning		Tom daha fazla kahve istedi.
Tom asked Mary about John. start learning		Tom, Mary'ye John'u sordu.
Tom asked Mary for a loan. start learning		Tom Mary'den borç para istedi.
Tom asked Mary for advice. start learning		Tom Mary'den tavsiye istedi.
Tom asked Mary to go away. start learning		Tom Mary'nin uzaklaşmasını rica etti.
Tom asked Mary to help me. start learning		Tom Mary'nin bana yardım etmesini rica etti.
Tom asked Mary what to do. start learning		Tom Mary'ye ne yapacağını sordu.
Tom ate dinner by himself. start learning		Tom kendi başına akşam yemeği yedi.
Tom beat Mary at checkers. start learning		Tom damada Mary'yi yendi.
Tom beat Mary unconscious. start learning		Tom Mary'yi kendinden geçene kadar dövdü.
Tom became afraid of Mary. start learning		Tom Mary'den korktu.
Tom bet $300 on the fight. start learning		Tom döğüşte 300 dolarlık bahse girdi.
Tom betrayed Mary's trust. start learning		Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.
Tom bought his truck used. start learning		Tom kamyonunu kullanılmış satın aldı.
Tom brews beer as a hobby. start learning		Bir hobi olarak Tom bira mayalar.
Tom broke Mary's clarinet. start learning		Tom Mary'nin klarnetini kırdı.
Tom called a taxi for Mary. start learning		Tom Mary için bir taksi çağırdı.
Tom called Mary a traitor. start learning		Tom Mary'ye hain dedi.
Tom called me from Boston. start learning		Tom beni Boston'dan aradı.
Tom came a few days later. start learning		Tom birkaç gün sonra geldi.
Tom came down with a cold. start learning		Tom soğuk algınlığı nedeniyle hastalandı.
Tom can go if he wants to. start learning		Tom istiyorsa gidebilir.
Tom can speak French well. start learning		Tom Fransızcayı iyi konuşabilir.
Tom can swim, but I can't. start learning		Tom yüzebilir, fakat ben yüzemem.
Tom can take care of that. start learning		Tom ona bakabilir.
Tom can't be all that bad. start learning		Tom büsbütün o kadar kötü olamaz.
Tom can't drive a car yet. start learning		Tom henüz bir araba süremiyor.
Tom can't find his ticket. start learning		Tom biletini bulamıyor.
Tom certainly acted drunk. start learning		Tom kesinlikle sarhoş gibi davrandı.
Tom certainly brags a lot. start learning		Tom kesinlikle çok övünür.
Tom certainly fooled Mary. start learning		Tom kesinlikle Mary'yi aptal yerine koydu.
Tom certainly is eloquent. start learning		Tom kesinlikle güzel konuşur.
Tom certainly is friendly. start learning		Tom kesinlikle cana yakındır.
Tom certainly seems happy. start learning		Tom kesinlikle mutlu görünüyor.
Tom certainly talks a lot. start learning		Tom kesinlikle çok konuşur.
Tom collected coffee cups. start learning		Tom kahve fincanlarını topladı.
Tom competes in ski races. start learning		Tom kayak yarışında yarışıyor.
Tom completed the mission. start learning		Tom misyonunu tamamladı.
Tom completed the mission. start learning		Tom misyonu tamamladı.
Tom coughed up some blood. start learning		Tom biraz kan öksürdü.
Tom couldn't ask for more. start learning		Tom daha fazla isteyemedi.
Tom couldn't feel a thing. start learning		Tom bir şey hissedemedi.
Tom couldn't get to sleep. start learning		Tom uyuyamadı.
Tom couldn't help himself. start learning		Tom kendini tutamadı.
Tom couldn't help smiling. start learning		Tom gülmeden edemedi.
Tom couldn't stop yawning. start learning		Tom esnemesini durduramadı.
Tom counts on Mary's help. start learning		Tom Mary'ye yardımına güveniyor.
Tom cut the apple in half. start learning		Tom elmayı ikiye böldü.
Tom declined Mary's offer. start learning		Tom Mary'nin teklifini geri çevirdi.
Tom denied having done it. start learning		Tom onu yaptığını reddetti.
Tom denied Mary's request. start learning		Tom Mary'nin ricasını reddetti.
Tom denied the accusation. start learning		Tom suçlamayı reddetti.
Tom denies having done it. start learning		Tom onu yaptığını reddediyor.
Tom deserves to be blamed. start learning		Tom suçlanmayı hak ediyor.
Tom did all that he could. start learning		Tom elinden gelen her şeyi yaptı.
Tom did everything by himself. start learning		Tom her şeyi kendisi yaptı.
Tom did it in his own way. start learning		Tom onu kendi tarzında yaptı.

Turkish sentences from Tatoeba 16

You must sign in to write a comment

More