1. sıkı
Çoğu öğrenci sıkı çalışır.
Başarmak için sıkı çalıştım.
Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.
Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.
Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!
O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.
Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.
Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
2. dar
Bu sokak çok dar.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir.
3. sıkışık