Turkish sentences from Tatoeba 15

 0    1,000 flashcards    aleksandra.eska
download mp3 print play test yourself
 
Question Answer
What's your favorite pun?
start learning
En sevdiğin kelime oyunu nedir?
What's your home address?
start learning
Ev adresin nedir?
When are you coming back?
start learning
Ne zaman geri dönüyorsun?
When are you coming home?
start learning
Eve ne zaman geliyorsun.
When did he get to Kyoto?
start learning
O, Kyoto'ya ne zaman gitti.
When did he go to Europe?
start learning
O, Avrupaya ne zaman gitti?
When did she get married?
start learning
O, ne zaman evlendi?
When did you get married?
start learning
Ne zaman evlendin?
When did you get married?
start learning
Ne zaman evlendiniz?
When does the show start?
start learning
Gösteri ne zaman başlar?
When is he expected back?
start learning
Ne zaman geri dönmesi bekleniliyor?
When is the intermission?
start learning
Perde arası ne zaman?
When should I come again?
start learning
Tekrar ne zaman gelmeliyim?
When should we check out?
start learning
Ne zaman çıkış yapmalıyız.
When was this car washed?
start learning
Bu araba ne zaman yıkandı?
When was your first love?
start learning
İlk aşkın ne zamandı?
When will I get to Tokyo?
start learning
Tokyo'ya ne zaman varacağım?
When will the show begin?
start learning
Gösteri ne zaman başlayacak?
When will you leave here?
start learning
Ne zaman buradan ayrılacaksın?
When will you next visit?
start learning
Gelecek sefer ne zaman ziyaret edeceksiniz?
Where are all the others?
start learning
Bütün diğerleri nerede?
Where are you headed for?
start learning
Nereye yöneliyorsunuz?
Where can I buy a ticket?
start learning
Nereden bir bilet alabilirim?
Where do I claim my bags?
start learning
Bağajımı nerede alabilirim?
Where do you play tennis?
start learning
Nerede tenis oynarsın?
Where does it leave from?
start learning
O nereden kalkıyor.
Where is the coffee shop?
start learning
Kahve dükkanı nerede?
Where is the post office?
start learning
Postane nerededir?
Where is Tom's classroom?
start learning
Tom'un sınıfı nerede?
Where would I find books?
start learning
Kitapları nerede bulacaktım?
Where's the ticket booth?
start learning
Bilet standı nerede?
Which cup will he choose?
start learning
O hangi kupayı seçecek?
Which way did you choose?
start learning
Hangi yolu seçtin?
Which way is the nearest?
start learning
Hangi yol en yakın?
Who are you referring to?
start learning
Sen kimden bahsediyorsun?
Who were you talking to?
start learning
Kimle konuşuyordun?
Who were you talking to?
start learning
Kiminle konuşuyordun?
Who attended the meeting?
start learning
Toplantıya kimler katıldı?
Who designed that museum?
start learning
O müzeyi kim tasarladı?
Who do you think you are?
start learning
Kim olduğunu sanıyorsun?
Who first split the atom?
start learning
Atomu ilk olarak kim parçaladı?
Who looks after this dog?
start learning
Bu köpeğe kim bakıyor?
Who painted this picture?
start learning
Bu resmi kim yaptı?
Who's your favorite poet?
start learning
En sevdiğiniz şair kimdir?
Whose dictionary is this?
start learning
Bu kimin sözlüğü?
Why are your ears so big?
start learning
Niçin kulaklarınız o kadar büyük?
Why are your eyes so big?
start learning
Neden gözleriniz bu kadar büyük?
Why did he come with her?
start learning
O niçin onunla geldi?
Why did Tom quit his job?
start learning
Tom işini niçin bıraktı?
Why did you buy a flower?
start learning
Niçin bir çiçek aldınız?
Why did you get so angry?
start learning
Niçin öyle sinirlendin?
Why did you open the box?
start learning
Kutuyu niçin açtın?
Why do I have to do that?
start learning
Niçin onu yapmak zorundayım.
Why do you study so hard?
start learning
Niçin bu kadar sıkı çalışıyorsun?
Why don't we order pizza?
start learning
Neden pizza sipariş etmiyoruz.
Why don't we take a taxi?
start learning
Niçin bir taksiye binmiyoruz?
Why don't you just leave?
start learning
Neden sadece gitmiyorsun?
Why don't you rest a bit?
start learning
Niçin biraz dinlenmiyorsun?
Why is your mouth so big?
start learning
Niçin ağzınız o kadar büyük?
Will it be fine tomorrow?
start learning
Yarın hava güzel olacak mı?
Will ten thousand yen do?
start learning
On bin yen yeterli mi?
Will you go out tomorrow?
start learning
Yarın dışarı çıkacak mısın?
Will you please go there?
start learning
Lütfen oraya gider misin?
Will you send it by mail?
start learning
Onu postayla gönderir misin?
Will you tell us a story?
start learning
Bize bir hikaye anlatır mısın?
Wine is made from grapes.
start learning
Şarap üzümden yapılır.
Winter changed to spring.
start learning
Kış bahara döndü.
Won't you have some cake?
start learning
Biraz kek almaz mısınız?
Would you like it washed?
start learning
Onun yıkanmasını ister misin?
Would you like some more?
start learning
Biraz daha ister misiniz?
Yoko bought some of them.
start learning
Yoko onlardan bazılarını satın aldı.
You are absolutely right.
start learning
Kesinlikle haklısın.
You are everything to me.
start learning
Sen bana göre her şeysin.
You are no longer a baby.
start learning
Artık bir bebek değilsin.
You are not at all wrong.
start learning
Asla hatalı değilsin.
You must do it at once.
start learning
Onu derhal yapmalısın.
You aren't busy, are you?
start learning
Meşgul değilsin, değil mi?
You came out of the room.
start learning
Sen odadan çıktın.
You can ask him for help.
start learning
Ondan yardım isteyebilirsin.
You can ask Tom for help.
start learning
Tom'dan yardım isteyebilirsin.
You can come at any time.
start learning
Herhangi bir zamanda gelebilirsin.
You can dance, can't you?
start learning
Dans edebilirsin, değil mi?
You can do it if you try.
start learning
Eğer denerseniz, yapabilirsiniz.
You can do it, can't you?
start learning
Onu yapabilirsin, değil mi?
You can ski on that hill.
start learning
O tepede kayak yapabilirsin.
You can take either road.
start learning
Her iki yola da gidebilirsin.
You can watch television.
start learning
Televizyon izleyebilirsiniz.
You can't lift the piano.
start learning
Piyanoyu kaldıramazsın.
You can't study too hard.
start learning
Çok fazla eğitim yapamazsın.
You didn't need to hurry.
start learning
Acele etmene gerek yoktu.
You don't have any money.
start learning
Hiç paran yok.
You don't have to eat it.
start learning
Onu yemek zorunda değilsiniz.
You get what you pay for.
start learning
Parayı veren düdüğü çalar.
You had to study English.
start learning
İngilizce eğitimi yapmak zorundaydın.
You have a gum infection.
start learning
Diş eti enfeksiyonun var.
You have a regular pulse.
start learning
Düzenli bir nabzın var.
You have nothing to fear.
start learning
Korkacak bir şeyin yok.
You have to come with me.
start learning
Benimle gelmek zorundasın.
You have to get up early.
start learning
Erken kalkmak zorundasın.
You look different today.
start learning
Bugün farklı görünüyorsun.
You made a good decision.
start learning
Sen iyi bir karar verdin.
You made a wise decision.
start learning
Akıllıca bir karar verdin.
You managed it after all.
start learning
Her şeye rağmen onu becerdin.
You may come if you like.
start learning
İsterseniz gelebilirsiniz.
You may go if you choose.
start learning
Eğer istiyorsan, gidebilirsin.
You must act more wisely.
start learning
Daha akıllıca hareket etmelisin.
You must be here by five.
start learning
Beşe kadar burada olmalısın.
You must clean your room.
start learning
Odanı temizlemelisin.
You must clear the table.
start learning
Tabloyu temizlemelisin.
You must endure the pain.
start learning
Ağrıya katlanmalısın.
You must not stay in bed.
start learning
Yatakta kalamazsın.
You need a change of air.
start learning
Hava değişikliğine ihtiyacınız var.
You need to see a doctor.
start learning
Bir doktorla görüşmelisin.
You need to stop smoking.
start learning
Sigarayı bırakmalısın.
You never change, do you?
start learning
Asla değişmezsin, değil mi
You should go to see him.
start learning
Onu görmeye gitmelisin.
You should not trust him.
start learning
Ona güvenmemelisin.
You should try to see it.
start learning
Onu görmeye çalışmalısın.
You shouldn't go to work.
start learning
İşe gitmemelisin.
You speak fluent English.
start learning
Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.
You swim well, don't you?
start learning
Sen iyi yüzersin, değil mi?
You were right after all.
start learning
Beklenenin tersine sen haklıydın.
You were taken in by her.
start learning
Onun tarafından aldatıldın.
You were very kind to us.
start learning
Bize karşı çok naziktin.
You were wrong after all.
start learning
Beklenenin tersine sen hatalıydın.
You look very good.
start learning
Çok iyi görünüyorsun.
You're lying, aren't you?
start learning
Yalan söylüyorsun, değil mi?
You're wasting your time.
start learning
Zamanını boşa harcıyorsun.
You've arrived too early.
start learning
Sen çok erken geldin.
You've been a great help.
start learning
Muhteşem bir yardımcısın.
You've made me what I am.
start learning
Beni bulunduğum duruma getiren sensin.
You've set a bad example.
start learning
Sen kötü bir örnek oldun.
You've spilt your coffee.
start learning
Kahvenizi döktünüz.
Your book is on the desk.
start learning
Kitabın masanın üstünde.
Your shirt is inside out.
start learning
Gömleğin ters yüz olmuş.
Your son has come of age.
start learning
Oğlun reşit oldu.
Your tie has come undone.
start learning
Kravatın çözülmedi.
Yours is not bad, either.
start learning
Seninki de fena değil.
Yumi is happy, isn't she?
start learning
Yumi mutlu, değil mi?
A bone stuck in my throat.
start learning
Boğazımda bir kemik sıkıştı.
A burnt child dreads fire.
start learning
Yanmış bir çocuk ateşten korkar.
A button came off my coat.
start learning
Ceketimden bir düğme düştü.
A cold bath refreshed him.
start learning
Soğuk bir banyo onu canlandırdı.
A crowd waited to see him.
start learning
Bir kalabalık onu görmek için bekledi.
A decision had to be made.
start learning
Bir karar verilmeli.
A dog can see in the dark.
start learning
Bir köpek karanlıkta görebilir.
A few days later, he came.
start learning
Birkaç gün sonra, o geldi.
A fork fell off the table.
start learning
Masadan bir çatal düştü.
A gentle wind was blowing.
start learning
Nazik bir rüzgar esiyordu.
A girl appeared before me.
start learning
Benim önümde bir kız göründü.
A girl stood there crying.
start learning
Bir kız orada ağlayarak duruyordu.
A gun might come in handy.
start learning
Bir silah işe yarayabilir.
A is 5 times as long as B.
start learning
A, B'nin 5 katı kadar uzundur.
A nail punctured the tire.
start learning
Bir çivi lastiği patlatmış
A nice boy talked to Kate.
start learning
Güzel bir çocuk Kate'le konuştu.
A penny for your thoughts.
start learning
Düşünceleriniz için bir peni.
A policeman came up to me.
start learning
Bir polis bana geldi.
A rat ran across the road.
start learning
Bir sıçan yolu koşarak geçti.
A tear ran down her cheek.
start learning
Bir göz yaşı onun yanağından aşağıya süzüldü.
A watched pot never boils.
start learning
İzlenen demlik asla kaynamaz.
A wood floor is beautiful.
start learning
Ahşap bir zemin güzeldir.
Add more salt to the soup.
start learning
Çorbaya biraz daha tuz ekleyin.
Aim the gun at the target.
start learning
Silahı hedefe doğrult.
Air is a mixture of gases.
start learning
Hava gazların karışımıdır.
All men are created equal.
start learning
Bütün insanlar eşit yaratılırlar.
All men have equal rights.
start learning
Bütün insanların eşit hakları vardır.
All you can do is to wait.
start learning
Yapabileceğiniz bütün şey beklemektir.
All's well that ends well.
start learning
İyi biten herşey iyidir.
Almost all girls are kind.
start learning
Neredeyse tüm kızlar nazik.
An accident just happened.
start learning
Az önce bir kaza oldu.
Ann doesn't have a sister.
start learning
Ann'in bir kız kardeşi yok.
Ann likes music very much.
start learning
Ann müziği çok seviyor.
Ann likes music very much.
start learning
Ann müzikten çok hoşlanır.
Ann swam across the river.
start learning
Ann nehrin karşı tarafına yüzdü.
Any child can answer that.
start learning
Herhangi bir çocuk ona cevap verebilir.
Any one of us could do it.
start learning
Bizden herhangi biri onu yapabilirdi.
Anyway, you'll never know.
start learning
Her neyse, asla bilmeyeceksin.
Aoi is a very good dancer.
start learning
Aoi çok iyi bir dansçıdır.
Apples were on sale today.
start learning
Elmalar bugün indirimli.
Are all these books yours?
start learning
Bütün bu kitaplar senin mi?
Are they speaking English?
start learning
Onlar İngilizce konuşuyorlar mı?
Are you a college student?
start learning
Sen bir üniversite öğrencisi misin?
Are you free after school?
start learning
Okuldan sonra boş musun?
Are you free this evening?
start learning
Bu akşam boş musun?
Are you free this weekend?
start learning
Bu hafta sonu boş musun?
Are you looking for a job?
start learning
Bir iş arıyor musunuz?
Are you trying to kill me?
start learning
Beni öldürmeye mi çalışıyorsunuz?
As for me, I am satisfied.
start learning
Bana gelince, ben tatmin oldum.
Ask her what she has done.
start learning
Ona ne yaptığını sor.
Ask the policeman the way.
start learning
Polise yolu sor.
At first, it is difficult.
start learning
Önce, zordur.
Be kind to little animals.
start learning
Küçük hayvanlara karşı kibar ol.
Be polite to your parents.
start learning
Ebeveynlerinize karşı nazik olun.
Be quiet and listen to me.
start learning
Sakin ol ve beni dinle.
Be sure to drop me a line.
start learning
Bana iki satır yazmayı ihmal etmeyin.
Beggars can't be choosers.
start learning
Dilenciler seçici olamaz.
Bill called me last night.
start learning
Bill dün gece beni aradı.
Bill is a baseball player.
start learning
Bill bir beyzbol oyuncusu.
Bill made me a nice dress.
start learning
Bill bana güzel bir elbise yaptı.
Birds fly south in winter.
start learning
Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
Black cloth absorbs light.
start learning
Siyah kumaş ışık emer.
Bob stared me in the face.
start learning
Bob yüzüme baktı.
Bob wasn't in on the plan.
start learning
Bob plana katılmadı.
Boil my eggs hard, please.
start learning
Yumurtamı katı kaynat lütfen.
Border fights were common.
start learning
Sınır kavgaları yaygındı.
Both girls have blue eyes.
start learning
Heriki kızın mavi gözleri var.
Both his parents are dead.
start learning
Onun anne ve babası öldü.
Both of us are from Tampa.
start learning
Her ikimiz de Tampa'lıyız.
Bourbon is made from corn.
start learning
Burbon mısırdan yapılır.
Bravery is a great virtue.
start learning
Kahramanlık büyük bir erdemdir.
Bread is baked in an oven.
start learning
Ekmek bir fırında pişirilir.
Brian lives over the hill.
start learning
Brian tepenin üzerinde yaşıyor.
Bring me a glass of water.
start learning
Bana bir bardak su getir.
Bring me a piece of chalk.
start learning
Bana bir parça tebeşir getir.
Bring me something to eat.
start learning
Bana yiyecek bir şey getir.
Bring your children along.
start learning
Çocuklarınızı yanınızda getirin.
Can I buy only the lenses?
start learning
Ben sadece lensleri satın alabilir miyim?
Can I do anything for you?
start learning
Sizin için bir şey yapabilir miyim?
Can I fix you a hot drink?
start learning
Sana sıcak bir içecek hazırlayabilir miyim?
Can I get you another one?
start learning
Size bir tane daha alabilir miyim?
Can I have some more milk?
start learning
Ben biraz daha süt alabilir miyim?
Can I put this up for you?
start learning
Sizin için bunu götürebilir miyim?
Can I take your order now?
start learning
Siparişinizi şimdi alabilir miyim?
Can I use this dictionary?
start learning
Bu sözlüğü kullanabilir miyim?
Can I use your dictionary?
start learning
Ben senin sözlüğünü kullanabilir miyim?
Can I use your typewriter?
start learning
Daktilonu kullanabilir miyim?
Can you add these numbers?
start learning
Bu sayıları toplayabilir misin?
Can you cash these for me?
start learning
Bunları benim için nakite çevirir misin?
Can you come to the party?
start learning
Partiye gelebilir misin?
Can you finish it by noon?
start learning
Öğleye kadar onu bitirebilir misin?
Can you guess what I have?
start learning
Neye sahip olduğumu tahmin edebilir misin?
Can you help me lift this?
start learning
Bunu kaldırmama yardım eder misin?
Can you mail these for me?
start learning
Bunları benim için postalar mısın?
Can you make the deadline?
start learning
Tarih koyar mısın?
Can you pay me in advance?
start learning
Bana peşin ödeyebilir misiniz?
Can you put me up tonight?
start learning
Bu akşam beni misafir eder misin?
Can you reach the ceiling?
start learning
Tavana ulaşabilir misiniz?
Carol is studying Spanish.
start learning
Carol İspanyolca çalışıyor.
Cats hate vacuum cleaners.
start learning
Kediler vakum temizleyicilerden nefret ediyorlar.
Change trains at Shinjuku.
start learning
Shinjuku'da trenleri değiştirin.
Charge this to my account.
start learning
Bunu benim hesabıma yaz.
Charge this to my company.
start learning
Bunu benim şirketin hesabına yaz.
Children play with blocks.
start learning
Çocuklar bloklarla oynarlar.
Choose any dress you like.
start learning
İstediğin herhangi bir elbiseyi seç.
Choose whichever you like.
start learning
İstediğini seç.
Choose whichever you want.
start learning
İstediğiniz hangi birisini seçin.
Chris can't work tomorrow.
start learning
Chris yarın çalışamaz.
Come and have tea with me.
start learning
Gel ve benimle birlikte çay iç.
Come and see me right now.
start learning
Derhal gel ve beni gör.
Come at any time you like.
start learning
İstediğin zaman gel.
Come at ten o'clock sharp.
start learning
Saat tam onda gel.
Come on! Give me a chance.
start learning
Haydi! Bana bir şans ver.
Come to my house at eight.
start learning
Saat sekizde evime gel.
Coming here was a mistake.
start learning
Buraya gelmek bir hataydı.
Communications broke down.
start learning
İletişimler bozuldu.
Cookie is under the table.
start learning
Bisküvi masanın altındadır.
Cookie was raised by Kate.
start learning
Bebek Kate tarafından yetiştirildi.
Could you get me some tea?
start learning
Bana biraz çay getirir misin?
Could you spell it please?
start learning
Onu heceler misin, lütfen?
Could you tell me the way?
start learning
Bana yolu söyleyebilir misiniz?
Cows are sacred to Hindus.
start learning
İnekler Hindular için kutsaldır.
Cut the cake with a knife.
start learning
Pastayı bir bıçakla kes.
Dan bought a new computer.
start learning
Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.
Dan came for Julie at six.
start learning
Dan altıda Julie için geldi.
Dewey was suddenly a hero.
start learning
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
Did he look like a doctor?
start learning
O bir doktora benziyor muydu?
Did he tell you the truth?
start learning
O, size gerçeği söyledi mi?
Did you do it by yourself?
start learning
Onu kendin mi yaptın?
Did you go out last night?
start learning
Dün gece dışarı çıktın mı?
Did you sleep well?
start learning
İyi uyudun mu?
Did you learn it from him?
start learning
Onu ondan öğrendin mi?
Did you notice any change?
start learning
Herhangi bir değişiklik fark ettiniz mi?
Did you get my letter?
start learning
Mektubumu aldın mı?
Did you rent an apartment?
start learning
Bir daire kiraladın mı?
Did you see anybody there?
start learning
Orada birini gördün mü?
Did you study by yourself?
start learning
Eğitimi yalnız mı yaptınız?
Didn't you visit the park?
start learning
Parkı ziyaret etmedin mi?
Dinner will be ready soon.
start learning
Akşam yemeği yakında hazır olacak.
Dinosaurs are now extinct.
start learning
Şimdi dinazorların nesli tükendi.
Do a better job next time.
start learning
Gelecek sefer daha iyi bir iş çıkar.
Do I have to go right now?
start learning
Hemen gitmek zorunda mıyım?
Do I have to write in ink?
start learning
Mürekkeple yazmak zorunda mıyım?
Do it as soon as possible.
start learning
Onu mümkün olduğunca kısa sürede yap.
Do what you think is best.
start learning
En iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın.
Do you believe in fairies?
start learning
Perilere inanıyor musunuz?
Do you deliver on Sundays?
start learning
Pazar günleri teslimat yapıyor musunuz?
Do you have a better idea?
start learning
Daha iyi bir fikrin var mı?
Do you have a larger size?
start learning
Daha büyük bir bedeni var mı?
Do you have a lot of pens?
start learning
Bir sürü kalemin var mı?
Do you have a lot of time?
start learning
Çok zamanın var mı?
Do you have a reservation?
start learning
Bir rezervasyonunuz var mı?
Do you have any allergies?
start learning
Herhangi bir alerjiniz var mı?
Do you have any day tours?
start learning
Hiç günlük turunuz var mı?
Do you have any questions?
start learning
Sorunuz var mı?
Do you have any vacancies?
start learning
Boş yeriniz var mı - Boş yeriniz var mı
Do you have enough energy?
start learning
Yeterli enerjin var mı?
Do you have one-day tours?
start learning
Bir günlük turlarınız var mı?
Do you have Time magazine?
start learning
Time dergin var mı?
Do you have your passport?
start learning
Pasaportunuz var mı?
Do you know what happened?
start learning
Ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what she said?
start learning
Onun ne söylediğini biliyor musun?
Do you know where he went?
start learning
Onun nereye gittiğini biliyor musun?
Do you know where we live?
start learning
Nerede yaşadığımızı biliyor musun?
Do you like Japanese food?
start learning
Japon yemeklerini sever misin?
Do you like San Francisco?
start learning
San Francisco'yu sever misiniz?
Do you like tea or coffee?
start learning
Çay mı yoksa kahve mi seversin.
Do you think I need to go?
start learning
Gitmem gerektiğini düşünüyor musunuz?
Do you think I need to go?
start learning
Sizce gitmeli miyim?
Do you think I'm handsome?
start learning
Benim yakışıklı olduğumu düşünüyor musunuz?
Do you think I'm handsome?
start learning
Sizce ben yakışıklımıyım.
Do you think I'm to blame?
start learning
Suçlanacağımı düşünüyor musun?
Do you think I'm too tall?
start learning
Benim çok fazla uzun boylu olduğumu düşünüyor musunuz?
Do you think it will work?
start learning
Onun işe yarayacağını düşünüyor musun?
Do you want to come along?
start learning
Birlikte gelmek ister misin?
Does he go to work by bus?
start learning
O işe otobüsle gider mi?
Does he have any brothers?
start learning
Onun hiç erkek kardeşi var mı?
Does he have any children?
start learning
Onun hiç çocuğu var mı?
Does he know what you did?
start learning
O ne yaptığını biliyor mu?
Does it look cloudy today?
start learning
Bugün hava bulutlu mu?
Does that float your boat?
start learning
O, senin sandalı yüzdürür mü?
Does the room have a bath?
start learning
Odanın bir banyosu var mı?
Dogs are loyal animals.
start learning
Köpekler sadık hayvanlardır.
Don't be so noisy, please.
start learning
Çok gürültücü olma, lütfen.
Don't fail to write to me.
start learning
Bana yazmayı ihmal etme.
Don't get in people's way.
start learning
İnsanların yoluna girme.
Don't get so carried away.
start learning
Kendini çok kaptırma.
Don't hang up yet, please.
start learning
Telefonu henüz kapatmayın, lütfen.
Don't hold it upside down.
start learning
Onu ters tutma.
Don't ignore her feelings.
start learning
Onun duygularını görmezden gelmeyin.
Don't jump to conclusions.
start learning
Sonuçlara atlamayın.
Don't let anybody see you.
start learning
Kimse seni görmesin.
Don't let him do it alone.
start learning
Onu ona tek başına yaptırma.
Don't look at me that way.
start learning
Bana o şekilde bakma.
Don't look down on others.
start learning
Diğerlerini hor görme.
Don't tell him the answer.
start learning
Ona cevabı söylemeyin.
Don't treat me like a dog.
start learning
Bana bir köpek gibi davranmayın.
Draw a line on your paper.
start learning
Kağıdına bir çizgi çiz.
Each student has a locker.
start learning
Her öğrencinin kilitli bir dolabı var.
Eat more fresh vegetables.
start learning
Daha çok taze sebze yiyin.
Even I can't believe that.
start learning
Ben bile ona inanamıyorum.
Everybody agrees with you.
start learning
Herkes sizinle aynı fikirde.
Everybody had a good time.
start learning
Herkes eğlendi.
Everybody had a good year.
start learning
Herkes iyi bir yıl geçirdi.
Everybody had a hard time.
start learning
Herkes zor zaman geçirdi.
Everybody laughed at Jack.
start learning
Herkes Jack'e güldü.
Everybody looks up to him.
start learning
Herkes onu ziyaret eder.
Everyone, please be quiet.
start learning
Herkes, lütfen sakin olsun.
Everything is fine so far.
start learning
Şu ana kadar her şey iyi.
Everything is on schedule.
start learning
Herşey proğrama uygun.
Express your idea clearly.
start learning
Fikrini açıkça ifade et.
Farmers were doing better.
start learning
Çiftçiler daha iyi yapıyorlardı.
Few farms had electricity.
start learning
Birkaç çiftliğin elektriği vardı.
For me, time is not money.
start learning
Benim için, vakit nakit değildir.
Forgive me for being late.
start learning
Geç kaldığım için beni affedin.
Forty people were present.
start learning
Kırk kişi mevcuttu.
Frankly, I don't like him.
start learning
Açıkçası, ben onu sevmiyorum.
Fruits have seeds in them.
start learning
Meyvelerin içlerinde tohumları vardır.
Gasoline is used for fuel.
start learning
Benzin yakıt için kullanılır.
George failed in business.
start learning
George işinde başarısız oldu.
George is quite talkative.
start learning
George oldukça gevezedir.
George was broken-hearted.
start learning
George kırık kalpli idi.
Germany borders on France.
start learning
Almanya Fransa'nın sınır komşusudur.
Get off at Himeji Station.
start learning
Himeji İstasyonun'da inin.
Give me a break, will you?
start learning
Bana bir mola ver, ne dersin?
Give me a definite answer.
start learning
Bana kesin bir cevap verin.
Give me a definite answer.
start learning
Bana kesin bir cevap ver.
Give that book back to me.
start learning
O kitabı bana geri ver.
Go and beat up that bully.
start learning
Git ve o kabadayıyı döv.
Go and sit by your father.
start learning
Git ve babanın yanında otur.
Go upstairs and go to bed.
start learning
Üst kata çık ve yatmaya git.
Gold is heavier than iron.
start learning
Altın demirden daha ağırdır.
Gold was discovered there.
start learning
Altın orada keşfedildi.
Grapes are made into wine.
start learning
Üzümler şarap haline getirilir.
Green doesn't go with red.
start learning
Yeşil kırmızı ile gitmez.
Green looks good on Alice.
start learning
Yeşil Alice'in üstünde iyi görünüyor.
Guess what happened to me.
start learning
Bil bakalım, bana ne oldu?
Guess what happened to me.
start learning
Bana ne olduğunu tahmin etsene!
Hand me that book, please.
start learning
Bana o kitabı uzat, lütfen.
Hang up your coat, please.
start learning
Lütfen paltonuzu asın.
Hang your hat on the hook.
start learning
Şapkanı askıya as.
Happiness can't be bought.
start learning
Mutluluk satın alınamaz.
Has he stayed here before?
start learning
O daha önce burada kaldı mı?
Has the movie started yet?
start learning
Film henüz başladı mı?
Has Tom ever been married?
start learning
Tom hiç evlendi mi?
Has Tony been watching TV?
start learning
Tony TV izliyor muydu?
Have you been here before?
start learning
Daha önce burada bulundun mu?
Have you been to Hokkaido?
start learning
Hokkaido'da bulundun mu?
Have you eaten dinner yet?
start learning
Henüz akşam yemeğini yedin mi?
Have you eaten supper yet?
start learning
Akşam yemeğini henüz yedin mi?
Have you ever been abroad?
start learning
Hiç yurtdışında oldun mu?
Have you ever been mugged?
start learning
Bugüne kadar hiç soyuldun mu?
Have you ever loved a man?
start learning
Hiç bir erkek sevdin mi?
Have you ever played golf?
start learning
Hiç golf oynadın mı?
Have you ever seen a lion?
start learning
Şu ana kadar bir aslan gördün mü?
Have you finished already?
start learning
Zaten bitirdiniz mi?
Have you finished talking?
start learning
Konuşmayı bitirdin mi?
Have you tried that store?
start learning
O mağazayı denedin mi?
Haven't I seen you before?
start learning
Sizi daha önce görmemiş miydim?
He acknowledged his fault.
start learning
O, hatasını kabul etti.
He acted fairly toward me.
start learning
O, bana karşı açıkça davrandı.
He advised an early start.
start learning
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
He advised me to go there.
start learning
O, oraya gitmemi tavsiye etti.
He agrees with my opinion.
start learning
O, benim fikrimi kabul ediyor.
He asked for their advice.
start learning
O, onların tavsiyelerini istedi.
He asked me if I was busy.
start learning
O, bana meşgul olup olmadığımı sordu.
He became a famous singer.
start learning
O ünlü bir şarkıcı oldu.
He became a national hero.
start learning
O ulusal bir kahraman oldu.
He began to learn English.
start learning
O, İngilizce öğrenmeye başladı.
He blew on his fingertips.
start learning
O, parmak uçlarına üfledi.
He bought a dress for her.
start learning
O, onun için bir elbise aldı.
He bought a pair of shoes.
start learning
O bir çift ayakkabı satın aldı.
He broke the world record.
start learning
O dünya rekoru kırdı.
He called me a stupid boy.
start learning
Bana aptal bir çocuk dediler.
He came back before eight.
start learning
Sekizden önce geri döndü.
He came back from America.
start learning
O, Amerika'dan geri geldi.
He came down to breakfast.
start learning
O aşağıya kahvaltıya indi.
He came down with the flu.
start learning
O, grip yüzünden çöktü.
He came straight up to me.
start learning
O, dosdoğru bana doğru geldi.
He came to listen to jazz.
start learning
O, caz dinlemek için geldi.
He can also speak Russian.
start learning
O Rusça da konuşabilir.
He can run faster than me.
start learning
O, benden daha hızlı koşabilir.
He can speak 10 languages.
start learning
O, on dil konuşabilir.
He can speak Russian, too.
start learning
O, Rusça da konuşabilir.
He can't afford a new car.
start learning
Yeni bir araba için parası yok.
He can't be an honest man.
start learning
O, dürüst bir adam olamaz.
He caught a terrible cold.
start learning
O berbat bir soğuk aldı.
He caught hold of my hand.
start learning
O, elimi tuttu.
He climbed over the fence.
start learning
O, çitin üzerine tırmandı.
He committed five murders.
start learning
O, beş cinayet işledi.
He couldn't run very fast.
start learning
O, çok hızlı koşamadı.
He cut down a cherry tree.
start learning
O, bir kiraz ağacını kesti.
He decided to be a lawyer.
start learning
O bir avukat olmaya karar verdi.
He did it out of kindness.
start learning
O onu nezaketsiz olarak yaptı.
He did not like to travel.
start learning
O, seyahat etmekten hoşlanmadı.
He didn't go for the idea.
start learning
O, fikri beğenmedi.
He didn't help his father.
start learning
O, babasına yardım etmedi.
He didn't like being poor.
start learning
O, fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
He died of a heart attack.
start learning
O bir kalp krizinden öldü.
He does not play baseball.
start learning
O, beyzbol oynamaz.
He doesn't believe in God.
start learning
O Tanrıya inanmıyor.
He doesn't understand you.
start learning
O sizi anlamıyor.
He drank a bottle of wine.
start learning
O bir şişe şarap içti.
He dreamed about his home.
start learning
O, evi hakkında hayal kurdu.
He called at my house.
start learning
O, evime uğradı.
He dropped in on a friend.
start learning
O, bir arkadaşını ziyaret etti.
He elbowed me in the ribs.
start learning
O, kaburgalarıma dirsek vurdu.
He explained it in detail.
start learning
O, onu ayrıntılı olarak açıkladı.
He extended his right arm.
start learning
O, sağ kolunu uzattı.
He failed to come on time.
start learning
O zamanında gelmeyi başaramadı.
He fell asleep right away.
start learning
O hemen uykuya daldı.
He fell down on the floor.
start learning
O, yere düştü.
He fell flat on the floor.
start learning
O yere düz düştü.
He fell into a deep sleep.
start learning
O derin bir uykuya daldı.
He fixed the broken table.
start learning
O kırık masayı onardı.
He fixed the watch for me.
start learning
O, saati benim için tamir etti.
He forced her to sit down.
start learning
O, onu oturması için zorladı.
He gave a rap on the door.
start learning
Kapıya hafifçe vurdu.
He gave me a vague answer.
start learning
Bana belirsiz bir cevap verdi.
He goes abroad every year.
start learning
O, her yıl yurt dışına gider.
He goes to school on foot.
start learning
O, okula yaya gider.
He got no answer from her.
start learning
o ondan cevap almadı.
He grew up to be a doctor.
start learning
O bir doktor olmak için büyüdü.
He had a book in his hand.
start learning
Onun elinde bir kitap vardı.
He had a traffic accident.
start learning
O bir trafik kazası geçirdi.
He had his hair cut short.
start learning
O, saçını kısa kestirdi.
He has a cat and two dogs.
start learning
Onun bir kedisi ve bir köpeği var.
He has a dog and six cats.
start learning
O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir.
He has a dual personality.
start learning
O bir çift kişiliğe sahiptir.
He has a good eye for art.
start learning
Onun sanat için iyi bir gözü var.
He has a nice personality.
start learning
O güzel bir kişiliğe sahiptir.
He has a pain in his side.
start learning
Onun yan tarafında bir ağrısı var.
He has excellent reflexes.
start learning
O, mükemmel reflekslere sahip.
He has his office in town.
start learning
Onun şehirde bir ofisi var.
He has not been to France.
start learning
O, Fransa'da bulunmadı.
He held her by the sleeve.
start learning
O, onu kolundan tuttu.
He hid it behind the door.
start learning
O, onu kapının arkasına sakladı.
He hired some new workers.
start learning
O bazı yeni işçileri işe aldı.
He hung his head in shame.
start learning
O utançla başını eğdi.
He hurried to the station.
start learning
O aceleyle istasyona gitti.
He is a danger to society.
start learning
O, toplum için bir tehlikedir.
He is a good man at heart.
start learning
O, aslında iyi bir adam.
He is a kind man at heart.
start learning
O, aslında nazik bir insandır.
He is a novelist and poet.
start learning
O bir romancı ve şairdir.
He is a very fast swimmer.
start learning
O, çok hızlı bir yüzücüdür.
He is a very nice student.
start learning
O çok hoş bir öğrenci.
He is a volleyball player.
start learning
O bir voleybol oyuncusudur.
He is always day-dreaming.
start learning
O her zaman hayal kuruyor.
He is as good as his word.
start learning
O, sözü kadar iyidir.
He is as old as my father.
start learning
O, babam kadar yaşlıdır.
He is as timid as a mouse.
start learning
O, bir fare kadar ürkek.
He is at church right now.
start learning
O şu anda kilisededir.
He is confined to bed now.
start learning
O, şimdi yatağa mahkum.
He is dead and buried now.
start learning
O öldü ve şimdi gömüldü.
He is either drunk or mad.
start learning
O ya sarhoş ya da deli.
He is famous as a pianist.
start learning
O bir piyanist olarak ünlüdür.
He is good at mathematics.
start learning
O, matematikte iyidir.
He is inclined to be lazy.
start learning
O tembel olmaya eğimlidir.
He is inclined to get mad.
start learning
O deli almak için eğimlidir.
He is interested in music.
start learning
O müzikle ilgileniyor.
He is known to the public.
start learning
O halk tarafından bilinir.
He is much older than Ken.
start learning
O, Ken'den çok daha yaşlı.
He is nothing but a child.
start learning
O bir çocuktan başka bir şey değil.
He is often late for work.
start learning
O, her zaman işe geç kalır.
He is old enough to drink.
start learning
O içmek için yeterince yaşlıdır.
He is old enough to drive.
start learning
O, araba sürmek için yeterince yaşlıdır.
He is older and wiser now.
start learning
O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
He is one of my neighbors.
start learning
O, benim komşularımdan biri.
He is one of my neighbors.
start learning
O, komşularımdan biri.
He is playing in his room.
start learning
O, odasında oynuyor.
He is prepared to help me.
start learning
O bana yardım etmeye hazır.
He is proud of his family.
start learning
O, ailesiyle gurur duyuyor.
He is reading a novel now.
start learning
O, şimdi bir roman okuyor.
He is said to be a genius.
start learning
Onun bir deha olduğu söyleniyor.
He is too fat to run fast.
start learning
O, hızlı koşamayacak kadar çok şişmandır.
He is very afraid of dogs.
start learning
O, köpeklerden çok korkar.
He is very formal with us.
start learning
O bizimle çok resmidir.
He is very friendly to us.
start learning
O bize karşı çok samimidir.
He is walking very slowly.
start learning
O çok yavaş yürüyor.
He kept the window closed.
start learning
O, pencereyi kapalı tuttu.
He left his son a fortune.
start learning
O, oğluna bir servet bıraktı.
He left the door unlocked.
start learning
O, kapıyı kilitlemeden bıraktı.
He left the motor running.
start learning
O motoru çalışırken bıraktı.
He left the water running.
start learning
O suyu açık bıraktı.
He likes bread and butter.
start learning
O ekmek ve tereyağı seviyor.
He likes to live in Tokyo.
start learning
O Tokyo'da yaşamayı seviyor.
He likes to travel abroad.
start learning
O yurt dışında seyahat etmeyi sever.
He listened to my opinion.
start learning
O benim fikrimi dinledi.
He lived there by himself.
start learning
Tek başına orada yaşadı.
He lives across the river.
start learning
O, nehrin karşı tarafında yaşıyor.
He lives in a large house.
start learning
O büyük bir evde yaşıyor.
He lives in the next town.
start learning
O, sonraki kasabada yaşıyor.
He looked around the room.
start learning
O, odada etrafına bakındı.
He looked like a rich man.
start learning
O zengin bir adama benziyordu.
He looked up at the stars.
start learning
O, yıldızlara baktı.
He looks as young as ever.
start learning
O, her zamanki gibi genç görünüyor.
He lost sight of the bird.
start learning
O, kuşu gözden kaybetti.
He made a small dog house.
start learning
O küçük bir köpek kulübesi yaptı.
He made it for his sister.
start learning
O, onu kız kardeşi için yaptı.
He makes wine from grapes.
start learning
O üzümlerden şarap yapar.
He must be the one for me.
start learning
O, bana göre biri olmalı.
He must go there tomorrow.
start learning
Yarın oraya gitmek zorunda.
He must like taking walks.
start learning
O yürümekten hoşlanıyor olmalı.
He narrowly escaped death.
start learning
O kılpayı ölümden kurtuldu.
He objected to my smoking.
start learning
O, benim sigara içmeme itiraz etti.
He often dropped in on me.
start learning
O sık sık bana uğradı.
He often plays the guitar.
start learning
O, sık sık gitar çalar.
He ordered me to go alone.
start learning
O benim yalnız gitmemi emretti.
He ordered me to stand up.
start learning
O bana ayağa kalkmamı emretti.
He overslept this morning.
start learning
O, bu sabah uyuyakaldı.
He picked a fight with me.
start learning
O benimle kavga çıkardı.
He picked flowers for her.
start learning
O, onun için çiçek topladı.
He picked it up carefully.
start learning
O, onu dikkatle aldı.
He plays golf on weekends.
start learning
O hafta sonlarında golf oynar.
He plays tennis every day.
start learning
O, hergün tenis oynar.
He put a mark on the page.
start learning
O, sayfaya bir işaret koydu.
He put milk in his coffee.
start learning
O kahvesine süt koydu.
He put on his hat at once.
start learning
O, derhal şapkasını giydi.
He ran an ad in the paper.
start learning
O, gazeteye bir reklam verdi.
He ran into the classroom.
start learning
O, sınıfa koştu.
He ran the fastest of all.
start learning
O en hızlı koştu.
He reached for the pistol.
start learning
O, tabancaya uzandı.
He read the letter slowly.
start learning
O, mektubu yavaşça okudu.
He receives a high salary.
start learning
O, yüksek bir maaş alır.
He refused to shake hands.
start learning
O, tokalaşmayı reddetti.
He sat next to the stream.
start learning
O, dereye yakın oturdu.
He sat up late last night.
start learning
O dün gece geç saatlere kadar oturdu.
He seems to be all thumbs.
start learning
O, beceriksiz görünüyor.
He seems to be in a slump.
start learning
O bir çöküş içinde görünüyor.
He seems to be in trouble.
start learning
Onun sorunu var gibi görünüyor.
She looks very happy.
start learning
O çok mutlu görünüyor.
He seldom comes to see me.
start learning
O nadiren beni görmeye gelir.
He showed off his new car.
start learning
O, yeni arabasıyla hava attı.
He stabbed me in the back!
start learning
O beni sırtımdan bıçakladı!
He stole my purse from me.
start learning
O, benden çantamı çaldı.
He stopped reading a book.
start learning
O, kitap okumayı bıraktı.
He studied how birds flew.
start learning
O kuşların nasıl uçtuğu üzerine çalışma yaptı.
He studied law at Harvard.
start learning
O, Harvard'da hukuk okudu.
He swims better than I do.
start learning
O, benden daha iyi yüzer.
He takes after his father.
start learning
O babasına benziyor.
He talked to the chairman.
start learning
O, başkanla konuştu.
He taught me how to write.
start learning
O bana nasıl yazacağımı öğretti.
He tends to talk too much.
start learning
O çok fazla konuşma eğilimindedir.
He threw a stone at a dog.
start learning
O, köpeğe bir taş attı.
He tied the dog to a tree.
start learning
O, köpeği bir ağaca bağladı.
He took over the business.
start learning
O iş devraldı.
He took poison by mistake.
start learning
O yanlışlıkla zehir aldı.
He traveled west by train.
start learning
O trenle batıya seyahat etti.
He tried hard, but failed.
start learning
O çok çalıştı, fakat başarısız oldu.
He tried opening the door.
start learning
O, kapıyı açmaya çalıştı.
He tried to master French.
start learning
O, Fransızcaya hakim olmaya çalıştı.
He used to be a gentleman.
start learning
O bir centilmendi.
He used to be a quiet man.
start learning
O, sakin bir adamdı.
He usually gets up at six.
start learning
O, genellikle altıda kalkar.
He walked along the river.
start learning
O, nehir boyunca yürüdü.
He walked along the shore.
start learning
Kıyı boyunca yürüdü.
He walked at a quick pace.
start learning
O büyük bir hızla yürüdü.
He walked toward the door.
start learning
O, kapıya doğru yürüdü.
He wanted to buy the book.
start learning
O, kitabı satın almak istedi.
He wanted to come with us.
start learning
O bizimle gelmek istedi
He wants to go to America.
start learning
O, Amerika'ya gitmek istiyor.
He wants you to stay here.
start learning
O, burada kalmanı istiyor.
He was absent from school.
start learning
O, okulda yoktu.
He was afraid of his wife.
start learning
O, karısından korkuyordu.
He was afraid of the dark.
start learning
O, karanlıktan korkardı.
He was afraid to go there.
start learning
O, oraya gitmeye korkuyordu.
He was amazed at the news.
start learning
O, habere şaşırdı.
He was among those chosen.
start learning
O, seçilenler arasındaydı.
He was angry with himself.
start learning
O, kendisine kızmıştı.
He was angry with his son.
start learning
O, oğluna kızmıştı.
He was covered with sweat.
start learning
O terle kaplıydı.
He was educated at Oxford.
start learning
O, Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü.
He was fired for stealing.
start learning
O çaldığı için kovuldu.
He was in bed with a cold.
start learning
O, soğuk algınlığından yataktaydı.
He was in prison for life.
start learning
O ömür boyu hapis yattı.
He was in time for school.
start learning
O okula zamanında geldi.
He was listening to music.
start learning
O müzik dinliyordu.
He was looking at the sky.
start learning
O, gökyüzüne bakıyordu.
He was loved by everybody.
start learning
O herkes tarafından sevilirdi.
He was lying on the grass.
start learning
O çimlerin üzerinde yatıyordu.
He was playing with a toy.
start learning
O, bir oyuncakla oynuyordu.
He was sentenced to death.
start learning
O, ölüm cezasına çarptırıldı.
He was sharpening a knife.
start learning
O bir bıçağı biliyordu.
He was sitting on a bench.
start learning
O, bir bankta oturuyordu.
He was too angry to speak.
start learning
O, konuşamayacak kadar çok öfkeliydi.
He was wounded in the war.
start learning
O, savaşta yaralandı.
He went on a one-day trip.
start learning
O bir günlük seyahate çıktı.
He went out without a hat.
start learning
O, dışarıya şapkasız gitti.
He went there on business.
start learning
O, iş için oraya gitti.
He will be a good husband.
start learning
O iyi bir koca olacak.
He will be a good teacher.
start learning
O, iyi bir öğretmen olacak.
He will come back at four.
start learning
O, dörtte geri dönecek.
He will come on June 24th.
start learning
O, 24 Haziran'da gelecek.
He will not agree with us.
start learning
O bizimle aynı fikirde olmayacak.
He won't be a good player.
start learning
O iyi bir oyuncu olmayacaktır.
He won't be away for long.
start learning
O uzun süre uzakta olmayacak.
He won't come if it rains.
start learning
O, yağmur yağarsa gelmez.
He won't live a long life.
start learning
O, uzun ömürlü olmayacak.
He won't live a long life.
start learning
O, uzun bir hayat yaşamayacak.
He would never walk again.
start learning
O asla tekrar yürümedi.
He would often go fishing.
start learning
O sık sık balık tutmaya giderdi.
He would seek re-election.
start learning
O yeniden seçilmek için aday olurdu.
He wrote a lot of stories.
start learning
O, bir sürü hikaye yazdı.
He wrote me a long letter.
start learning
O bana uzun bir mektup yazdı.
He wrote me a love letter.
start learning
O bana bir aşk mektubu yazdı.
He'll clutch at any straw.
start learning
O her hangi bir samanı yakalamaya çalışacak.
He's a very fine musician.
start learning
O çok iyi bir müzisyendir.
He's agreed to do the job.
start learning
O işi yapmayı kabul etti.
He's almost as tall as me.
start learning
O, neredeyse benim kadar uzundur.
He's always chasing girls.
start learning
O her zaman kızların peşinde.
He's as strong as a horse.
start learning
O, bir at kadar güçlü.
He's as timid as a rabbit.
start learning
O, bir tavşan kadar ürkek.
He's much taller than you.
start learning
O senden çok daha uzun.
He's running for Congress.
start learning
Kongre için aday oluyor.
He's sleeping like a baby.
start learning
Bir bebek gibi uyuyor.
Help yourself to the cake.
start learning
Pastaya buyrun.
Her courage supported her.
start learning
Onun cesareti onu destekledi.
Her father is a policeman.
start learning
Onun babası bir polistir.
Her hat looked very funny.
start learning
Onun şapkası çok komik görünüyordu.
Her heart was full of joy.
start learning
Onun yüreği sevinç doluydu.
Here is their photo album.
start learning
İşte onların fotoğraf albümü.
Hey guys, please be quiet.
start learning
Hey beyler, lütfen biraz sakin olun.
Hi, my name is Ken Saitou.
start learning
Merhaba, benim adım Ken Saitou.
His ashes are buried here.
start learning
Onun külleri burada gömülüdür.
His bag was badly damaged.
start learning
Onun çantası ağır hasar gördü.
His concert was very good.
start learning
Onun konseri çok iyiydi.
His death is a great loss.
start learning
Onun ölümü büyük bir kayıptır.
His English is quite good.
start learning
Onun İngilizcesi oldukça iyidir.
His hair has turned white.
start learning
Saçları beyaza dönüştü.
His house is by the river.
start learning
Onun evi nehrin yanındadır.
His house is easy to find.
start learning
Onun evini bulmak kolay.
His house is near a river.
start learning
Onun evi bir nehre yakındır.
His illness may be cancer.
start learning
Onun hastalığı kanser olabilir.
His letter made her angry.
start learning
Onun mektubu onu kızdırdı.
His opinions carry weight.
start learning
Onun fikirleri önemlidir.
His room was brightly lit.
start learning
Onun odası aydınlıktı.
His smile put her at ease.
start learning
Onun tebessümü onu rahatlattı.
His son is in college now.
start learning
Oğlu şu anda üniversitede.
His speech went on and on.
start learning
Onun konuşması uzayıp gitti.
His story amused everyone.
start learning
Onun hikayesi herkesi eğlendirdi.
His story may not be true.
start learning
Hikâyesi doğru olmayabilir.
His team is likely to win.
start learning
Onun takımı muhtemelen kazanacak.
His view is quite logical.
start learning
Onun görüşü oldukça mantıklı.
How are you getting along?
start learning
Nasıl geçiniyorsun?
How did you hear about us?
start learning
Bizden nasıl haberdar oldunuz?
How do I get to Chinatown?
start learning
Çin mahallesine nasıl giderim?
How do you come to school?
start learning
Okula nasıl gelirsin?
How do you heat the house?
start learning
Evi nasıl ısıtıyorsun?
How do you like this town?
start learning
Bu kasabayı nasıl buluyorsun?
How do you like your eggs?
start learning
Yumurtalarınız hakkında ne düşünüyorsun?
How far is it to New York?
start learning
O, New York'a ne kadar uzakta?
How high is that building?
start learning
O binanın yüksekliği nedir?
How high is that mountain?
start learning
O dağın yüksekliği nedir?
How late is the bank open?
start learning
Banka ne kadar geç saatlere kadar açık?
How long will you be gone?
start learning
Ne kadar süre gideceksin?
How long will you be here?
start learning
Ne kadar süre burada olacaksın?
How many bags do you have?
start learning
Kaç tane çantan var?
How many cars do you have?
start learning
Kaç tane araban var?
How many kids do you have?
start learning
Kaç tane çocuğun var?
How many pens do you have?
start learning
Kaç tane kalemin var?
How much sugar do you use?
start learning
Ne kadar şeker kullanırsın?
How much were the glasses?
start learning
Gözlük ne kadardı?
How old are your children?
start learning
Çocuklarınız kaç yaşındalar?
How old do you think I am?
start learning
Kaç yaşında olduğumu düşünüyorsun?
How would you like to pay?
start learning
Nasıl ödemek istersiniz?
Humans can't live on Mars.
start learning
İnsanlar Mars'ta yaşayamaz.
I accepted her invitation.
start learning
Onun davetini kabul ettim.
I accepted his invitation.
start learning
Davetini kabul ettim.
I accused him of cheating.
start learning
Onu hilekarlıkla suçladım.
I admit having done wrong.
start learning
Ben yanlış yaptığımı itiraf ediyorum.
I agree with that opinion.
start learning
Ben o görüşe katılıyorum.
I agree with your opinion.
start learning
Ben senin görüşüne katılıyorum.
I allowed Kate to go home.
start learning
Kate'e eve gitmesi için izin verdim.
I almost laughed out loud.
start learning
Neredeyse kahkaha patlatacaktım.
I almost missed the train.
start learning
Az daha treni kaçırıyordum.
I almost missed the train.
start learning
Neredeyse treni kaçırıyordum.
I am a citizen of Sapporo.
start learning
Ben bir Sapporo vatandaşıyım.
I'm a college student.
start learning
Ben bir üniversite öğrencisiyim.
I can read English.
start learning
İngilizce okuyabilirim.
I am afraid he won't come.
start learning
Maalesef o gelmeyecek.
I am due to speak tonight.
start learning
Bu gece konuşmam bekleniyor.
I am feeling sad about it.
start learning
Ben bu konu hakkında üzgün hissediyorum.
I am going to be fourteen.
start learning
Ondört yaşında olacağım.
I am going to play tennis.
start learning
Tenis oynayacağım.
I am interested in sports.
start learning
Sporla ilgileniyorum.
I am learning how to type.
start learning
Nasıl yazacağımı öğreniyorum.
I am living with my uncle.
start learning
Amcamla birlikte yaşıyorum.
I am majoring in medicine.
start learning
Ben tıpta uzmanlaşıyorum.
I am not a morning person.
start learning
Ben bir sabah kişisi değilim.
I am not getting involved.
start learning
Ben karışmıyorum.
I am now in an old castle.
start learning
Şimdi eski bir kaledeyim.
I am on holiday this week.
start learning
Bu hafta tatildeyim.
I am playing football now.
start learning
Şimdi futbol oynuyorum.
I am ready to go with you.
start learning
Ben sizinle birlikte gitmek için hazırım.
I am studying English now.
start learning
Şimdi İngilizce çalışıyorum.
I am through with my work.
start learning
Ben işimi bitirdim.
I am very busy these days.
start learning
Bu günler çok meşgulüm.
I am very glad to see you.
start learning
Seni gördüğüme çok memnunum.
I am watering the flowers.
start learning
Çiçekleri suluyorum.
I am writing a letter now.
start learning
Şimdi bir mektup yazıyorum.
I appreciate your concern.
start learning
İlginize minnettarım.
I arrived here last night.
start learning
Ben dün gece buraya geldim.
I arrived there too early.
start learning
Oraya çok erken vardım.
I asked where he had been.
start learning
Onun nerede olduğunu sordum.
I ate a hotdog for lunch.
start learning
Ben öğle yemeği için bir sosisli sandviç yedim.
I awoke from a long dream.
start learning
Ben uzun bir rüyadan uyandım.
I barely caught the train.
start learning
Güçlükle trene yetiştim.
I belong to a tennis club.
start learning
Ben bir tenis kulübünün üyesiyim.
I bought a book yesterday.
start learning
Dün bir kitap aldım.
I bought a new television.
start learning
Yeni bir televizyon aldım.
I bought a pair of gloves.
start learning
Ben bir çift eldiven aldım.
I bought a red sports car.
start learning
Kırmızı bir spor araba aldım.
I bought a red sports car.
start learning
Ben kırmızı bir spor otomobil satın aldım.
I called him this morning.
start learning
Onu bu sabah aradım.
I called him up yesterday.
start learning
Dün onu aradım.
I came to Japan last year.
start learning
Japonya'ya geçen yıl geldim.
I can do without his help.
start learning
Onun yardımı olmadan yapabilirim.
I can put things in a box.
start learning
Eşyaları bir kutuya koyabilirim.
I can reach the top shelf.
start learning
Ben en üst rafa ulaşabilirim.
I can read Spanish easily.
start learning
Kolaylıkla İspanyolca okuyabilirim.
I can run faster than Ken.
start learning
Ken'den daha hızlı koşabilirim.
I can swim as well as you.
start learning
Ben sizin kadar iyi yüzebilirim.
I can't afford a new coat.
start learning
Ben yeni bir palto almayı göze alamam.
I can't bear living alone.
start learning
Tek yaşamaya katlanamam.
I can't bend my right arm.
start learning
Ben sağ kolumu bükemiyorum.
I can't explain it either.
start learning
Onu bende açıklayamam.
I can't find my briefcase.
start learning
Çantamı bulamıyorum.
I can't go until he comes.
start learning
O gelene kadar ben gidemem.
I can't keep my eyes open.
start learning
Gözlerimi açık tutamıyorum.
I can't lift my right arm.
start learning
Ben sağ kolumu kaldıramıyorum.
I can't live without a TV.
start learning
Televizyon olmadan yaşayamam.
I can't live without a TV.
start learning
Televizyonsuz yaşayamam.
I can't make it this time.
start learning
Bu sefer onu yapamam.
I can't praise him enough.
start learning
Onu yeterince övemiyorum.
I can't reach the ceiling.
start learning
Tavana ulaşamıyorum.
I can't remember her name.
start learning
Adını hatırlayamadım.
I can't remember her name.
start learning
Onun adını hatırlayamadım?
I can't shake off my cold.
start learning
Soğuk algınlığından kurtulamıyorum.
I can't stop my nosebleed.
start learning
Burun kanamamı durduramıyorum.
I can't take another step.
start learning
Bir adım daha atamam.
I can't think of his name.
start learning
Ben onun adını düşünemiyorum.
I cannot accept this gift.
start learning
Bu hediyeyi kabul edemem.
I cannot accept your gift.
start learning
Ben hediyeni kabul edemem.
I caught up with him soon.
start learning
Kısa sürede onunla arayı kapattım.
I couldn't find his house.
start learning
Ben onun evini bulamadım.
I couldn't speak Japanese.
start learning
Japonca konuşamıyordum.
I cut myself with a knife.
start learning
Bir bıçakla kendimi kestim.
I decided to study abroad.
start learning
Ben yurt dışında öğrenim görmeye karar verdim.
I didn't have lunch today.
start learning
Bugün öğle yemeği yemedim.
I didn't hear you come in.
start learning
İçeri girdiğini duymadım.
I didn't know what to say.
start learning
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
I didn't mean to hurt you.
start learning
Seni incitmek istemedim.
I didn't mean to hurt you.
start learning
Amacım seni incitmek değildi.
I didn't mean to hurt you.
start learning
Seni incitmek istememiştim.
I didn't need to tell him.
start learning
Ona söylememe gerek yoktu.
I disposed of my old coat.
start learning
Benim eski paltoyu elden çıkardım.
I do not know any of them.
start learning
Onlardan birini tanımıyorum.
I do not mind what you do.
start learning
Ne yaptığın umurumda değil.
I do not want your houses.
start learning
Sizin evlerinizi istemiyorum.
I do not watch television.
start learning
Ben televizyon izlemem.
I don't care what happens.
start learning
Ne olduğu umurumda değil.
I don't care what he does.
start learning
Onun ne yaptığı umurumda değil.
I don't care what he says.
start learning
Onun ne dediği umrumda değil.
I don't get what you mean.
start learning
Ne demek istediğini anlamıyorum.
I don't have any brothers.
start learning
Hiç erkek kardeşim yok.
I don't have any cavities.
start learning
Hiç diş çürüğüm yok.
I don't have any children.
start learning
Hiç çocuğum yok.
I don't have time to read.
start learning
Benim okumak için zamanım yok.
I don't like both of them.
start learning
Ben onlarınher ikisini de sevmiyorum.
I don't like either watch.
start learning
Her iki saati de sevmiyorum.
I don't like men like him.
start learning
Onun gibi insanları sevmem.
I don't like this sweater.
start learning
Bu kazağı sevmiyorum.
I don't like warm winters.
start learning
Ben sıcak kışları sevmiyorum.
I don't like what he said.
start learning
Onun söylediğinden hoşlanmıyorum.
I don't live in Maigo now.
start learning
Şimdi Maigo'da yaşamıyorum.
I don't meet him so often.
start learning
Onunla çok sık görüşmem.
I don't need anything now.
start learning
Şu an bir şeye ihtiyacım yok.
I don't remember his name.
start learning
Onun ismini hatırlamıyorum.
I don't support his ideas.
start learning
Ben onun fikirlerini desteklemiyorum.
I don't understand German.
start learning
Almanca'yı anlayamıyorum.
I doubt if he is a lawyer.
start learning
Onun bir avukat olup olmadığından şüpheliyim.
I doubt that Tom is happy.
start learning
Tom'un mutlu olduğundan şüpheliyim.
I easily found his office.
start learning
Ben onun ofisini kolayca buldum.
I eat breakfast every day.
start learning
Ben hergün kahvaltı yaparım.
I expect him to come soon.
start learning
Onun yakında gelmesini umuyorum.
I experimented on animals.
start learning
Hayvanlar üzerinde deney yaptım.
I fed some meat to my dog.
start learning
Köpeğime biraz et yedirdim.
I feed my dog twice a day.
start learning
Köpeğimi günde iki kez beslerim.
I feel like taking a walk.
start learning
Canım yürüyüş yapmak istiyor.
I feel very sorry for him.
start learning
Ben onun için çok üzülüyorum.
I felt my way to the door.
start learning
Kapıya doğru yolumu el yordamıyla buldum.
I felt the engine running.
start learning
Motor çalışırken hissettim.
I finally gave up smoking.
start learning
Sonunda sigara içmeyi bıraktım.
I fixed the car yesterday.
start learning
Dün arabayı tamir ettim.
I flew to Osaka yesterday.
start learning
Dün Osaka'ya uçtum.
I forget to telephone him.
start learning
Ona telefon etmeyi unuturum.
I forgot his phone number.
start learning
Ben onun telefon numarasını unuttum.
I gave her a lift to town.
start learning
Onu arabayla şehre bıraktım.
I get on with him well
start learning
Onunla iyi geçinirim.
I go home early every day.
start learning
Her gün eve erken giderim.
I go to bed after I study.
start learning
Çalıştıktan sonra yatmaya giderim.
I go to bed late at night.
start learning
Gece yatmaya geç giderim.
I go to church on Sundays.
start learning
Pazar günleri kiliseye giderim.
I got a new pair of shoes.
start learning
Yeni bir çift ayakkabım var.
I got him to stop smoking.
start learning
Ona sigara içmeyi bıraktırdım.
I got married 8 years ago.
start learning
Sekiz yıl önce evlendim.
I got my bicycle repaired.
start learning
Bisikletimi tamir ettirdim.
I got my left arm bruised.
start learning
Sol kolumu zedeledim.
I got some sand in my eye.
start learning
Gözüme biraz kum kaçtı.
I got the machine running.
start learning
Makineyi çalıştırdım.
I got the ticket for free.
start learning
Bileti ücretsiz aldım.
I got there ahead of time.
start learning
Oraya vaktinden önce vardım.
I got tired with the work.
start learning
İşten dolayı yoruldum.
I groped for a flashlight.
start learning
El fenerini el yordamıyla aradım.
I had a chance to see him.
start learning
Onu görmek için bir fırsatım vardı.
I had a good night's rest.
start learning
Gece iyi dinlendim.
I had a healthy breakfast.
start learning
Sağlıklı bir kahvaltı yaptım.
I had him take my picture.
start learning
Ona resmimi çektirdim.
I had my photograph taken.
start learning
Fotoğrafımı çektirdim.
I had no choice but to go.
start learning
Gitmekten başka seçeneğim yoktu.
I had no idea who she was.
start learning
Onun kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu.
I had to work on an essay.
start learning
Ben bir deneme üzerinde çalışmak zorunda kaldım.
I have a dog and two cats.
start learning
Bir köpeğim ve iki kedim var.
I have a little money now.
start learning
Şimdi biraz param var.
I have a lot of questions.
start learning
Benim bir sürü sorum var.
I have a persistent cough.
start learning
İnatçı bir öksürüğüm var.
I have a severe pain here.
start learning
Benim burada ciddi bir ağrım var.
I have a surprise for you.
start learning
Senin için bir sürprizim var.
I have almost no appetite.
start learning
Hemen hemen hiç iştahım yok.
I have an allergy to milk.
start learning
Süte karşı allerjim var.
I have an irregular pulse.
start learning
Düzensiz bir nabzım var.
I have another engagement.
start learning
Başka bir sorumluluğum var.
I have at least ten books.
start learning
En az on kitabım var.
I have been to Kyoto once.
start learning
Kyoto'da bir kez bulundum.
I have breakfast at seven.
start learning
Saat yedide kahvaltı yaparım.
I have difficulty chewing.
start learning
Çiğneme sorunum var.
I heard that before.
start learning
Onu daha önce duydum.
I have met him many times.
start learning
Onunla defalarca karşılaştım.
I have no home to live in.
start learning
Yaşayacak evim yok.
I have no time to see you.
start learning
Seni görmek için zamanım yok.
I have not finished lunch.
start learning
Öğle yemeğini bitirmedim.
I have not seen him since.
start learning
O zamandan beri onu görmedim.
I have prepared your bath.
start learning
Banyonu hazırladım.
I have run short of money.
start learning
Param tükendi.
I have six mouths to feed.
start learning
Besleyecek altı nüfusum var.
I have to go there myself.
start learning
Oraya kendim gitmek zorundayım.
I have to look for my pen.
start learning
Dolma kalemimi aramak zorundayım.
I have to obey his orders.
start learning
Ben onun emirlerine uymak zorundayım.
I have to tighten my belt.
start learning
Ben kemerimi sıkmak zorundayım.
I have visited Paris once.
start learning
Paris'i bir kez ziyaret ettim.
I haven't lost any weight.
start learning
Hiç kilo vermedim.
I haven't seen him lately.
start learning
Son zamanlarda onu görmedim.
I haven't seen Tom lately.
start learning
Son zamanlarda Tom'u görmedim.
I haven't smoked for ages.
start learning
Yıllarca sigara içmedim.
I hear that he eats frogs.
start learning
Ben onun kurbağa yediğini duyuyorum.
I hear you have been sick.
start learning
Hasta olduğunu işitiyorum.
I heard a noise behind me.
start learning
Arkamda bir gürültü duydum.
I helped carry those bags.
start learning
Şu çantaları taşımaya yardım ettim.
I hope everything is okay.
start learning
Umarım her şey iyidir.
I hope to be a journalist.
start learning
Ben bir gazeteci olmayı umuyorum.
I hope to become a singer.
start learning
Bir şarkıcı olmayı ümit ediyorum.
I hope you are having fun.
start learning
İnşallah eğleniyorsun.
I intended to go with him.
start learning
Onunla gitmeye niyet ettim.
I invited him to my house.
start learning
Onu evime davet ettim.
I ironed my handkerchiefs.
start learning
Mendillerimi ütüledim.
I ironed the handkerchief.
start learning
Ben mendili ütüledim.
I just adore your new hat.
start learning
Yeni şapkana tam anlamıyla bayılıyorum.
I just got by on the test.
start learning
Testi geçtim.
I just meant it as a joke.
start learning
Onu sadece bir şaka olarak yaptım.
I know how to cook dinner.
start learning
Akşam yemeğini nasıl pişireceğimi biliyorum.
I know how to drive a car.
start learning
Nasıl araba sürüleceğini biliyorum.
I know how to drive a car.
start learning
Nasıl araba süreceğimi biliyorum.
I know some of these boys.
start learning
Bu çocuklardan bazılarını tanıyorum.
I know that you live here.
start learning
Burada yaşadığını biliyorum.
I know what is in the box.
start learning
Kutuda ne olduğunu biliyorum.
I laid a blanket over her.
start learning
Ben onun üzerine bir battaniye serdim.
I left an umbrella behind.
start learning
Arkada bir şemsiye bıraktım.
I left the money with him.
start learning
Parayı ona bıraktım.
I like all kinds of music.
start learning
Bütün müzik türlerini severim.
I like baseball very much.
start learning
Ben beyzbolu çok severim.
I like both dogs and cats.
start learning
Hem kedileri hem köpekleri severim.
I like climbing mountains.
start learning
Ben dağlara tırmanmayı severim.
I like instrumental music.
start learning
Ben enstrümantal müzikten hoşlanırım.
I like listening to music.
start learning
Müzik dinlemeyi severim.
I like my brandy straight.
start learning
Ben brendimi sek severim.
I like swimming very much.
start learning
Yüzmeyi çok severim.
I like the way Mary looks.
start learning
Mary'nin görünme şeklini beğeniyorum.
I like the way she smiles.
start learning
Onun gülüş tarzını seviyorum.
I like to play basketball.
start learning
Basketbol oynamayı severim.
I like to travel by train.
start learning
Trenle seyahat etmeyi severim.
I live in a rooming house.
start learning
Bir pansiyonda yaşıyorum.
I looked over my shoulder.
start learning
Omuzumun üzerinden göz gezdirdim.
I lost my watch yesterday.
start learning
Dün saatimi kaybettim.
I lost my way in New York.
start learning
New York'ta yolumu kaybettim.
I made a careless mistake.
start learning
Ben dikkatsiz bir hata yaptım.
I made him tell the truth.
start learning
Ona gerçeği söylettim.
I made his son a new suit.
start learning
Onun oğluna yeni bir takım elbise yaptım.
I made these boxes myself.
start learning
Bu kutuları kendim yaptım.
I may have made a mistake.
start learning
Bir hata yapmış olabilirim.
I met him at the barber's.
start learning
Onunla berber dükkanında karşılaştım.
I misplaced your blue pen.
start learning
Mavi kalemini yanlış yere koydum.
I must have caught a cold.
start learning
Soğuk almış olmalıyım.
I need some writing paper.
start learning
Biraz yazı kağıdına ihtiyacım var.
I need someone to help me.
start learning
Bana yardım edecek birine ihtiyacım var.
I need to get some stamps.
start learning
Bazı pullar almam gerekiyor.
I often lie on this bench.
start learning
Ben sık sık bu bankta uzanırım.
I often stay up all night.
start learning
Sık sık gece geç saatlere kadar yatmam.
I often visited his house.
start learning
Onun evini sık sık ziyaret ettim.
I order you to turn right.
start learning
Sana sağa dönmeni emrediyorum
I painted the fence green.
start learning
Çiti yeşile boyadım.
I play the piano a little.
start learning
Biraz piyano çalarım.
I played soccer yesterday.
start learning
Dün futbol oynadım.
I prefer modern furniture.
start learning
Modern mobilyayı tercih ederim.
I prefer spring to autumn.
start learning
İlkbaharı Sonbahara tercih ederim.
I prefer to travel by air.
start learning
Hava yolu ile seyahat etmeyi tercih ediyorum.
I put on my cap to go out.
start learning
Dışarı çıkmak için kepimi giydim.
I put on my shoes at once.
start learning
Derhal ayakkabılarımı giydim.
I ran as fast as possible.
start learning
Ben mümkün olduğunca hızlı koştum.
I rang the bell six times.
start learning
Zili altı kez çaldım.
I rarely go to the movies.
start learning
Sinemalara nadiren giderim.
I read a book as I walked.
start learning
Ben yürürken bir kitap okudum.
I read the New York Times.
start learning
New York Times okurum.
I really don't want to go.
start learning
Gerçekten gitmek istemiyorum.
I really need a drink now.
start learning
Şimdi gerçekten bir içkiye ihtiyacım var.
I remember the first time.
start learning
Ben ilk seferi hatırlıyorum.
I remember writing to her.
start learning
Ona yazdığımı hatırlıyorum.
I saw an American musical.
start learning
Ben bir Amerikan müzikali gördüm.
I saw her only a week ago.
start learning
Ben sadece bir hafta önce onu gördüm.
I saw him coming upstairs.
start learning
Onu üst kata gelişini gördüm.
I saw him enter the house.
start learning
Onun eve girdiğini gördüm.
I saw it with my own eyes.
start learning
Onu kendi gözlerimle gördüm.
I saw the figure of a man.
start learning
Ben bir insan figürü gördüm.
I saw them enter the bank.
start learning
Onların bankaya girdiğini gördüm.
I saw you with a tall boy.
start learning
Seni uzun boylu bir çocukla gördüm.
I see him once in a while.
start learning
Onu arada bir görürüm.
I shut the door behind me.
start learning
Arkamdan kapıyı kapadım.
I slept all day yesterday.
start learning
Dün bütün gün uyudum.
I smell something burning.
start learning
Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
I sold it for ten dollars.
start learning
Onu on dolara sattım.
I sold off all my records.
start learning
Ben tüm plakları sattım.
I sometimes dream of home.
start learning
Bazen evi hayal ederim.
I sometimes see him on TV.
start learning
Bazen onu televizyonda görürüm.
I speak English every day.
start learning
Hergün İngilizce konuşurum.
I spent 100 dollars today.
start learning
Bugün 100 dolar harcadım.
I stood waiting for a bus.
start learning
Otobüs beklerken ayakta durdum.
I study English every day.
start learning
Hergün İngilizce çalışırım.
I suppose he will be late.
start learning
Sanırım o geç kalacak.
I suppose they are coming.
start learning
Sanırım onlar geliyorlar.
I suspected he was a liar.
start learning
Ben onun bir yalancı olduğundan şüphelendim.
I talked on the phone.
start learning
Telefonda konuştum.
I talked on the telephone.
start learning
Ben telefonda konuştum.
I think I'll buy this tie.
start learning
Sanırım bu kravatı alacağım.
I think it's worth asking.
start learning
Bence sormaya değer.
I think that ghosts exist.
start learning
Hayaletlerin var olduğunu düşünüyorum.
I think that he is honest.
start learning
Bence o dürüsttür.
I think that he will come.
start learning
Sanırım o gelecek.
I think that you're wrong.
start learning
Bence hatalısın.
I think that Yumi is sick.
start learning
Sanırım Yumi hasta.
I think the rumor is true.
start learning
Sanırım söylenti gerçek.
I think the rumor is true.
start learning
Söylentinin gerçek olduğunu düşünüyorum.
I think this book is easy.
start learning
Bence bu kitap kolaydır.

You must sign in to write a comment