|
Question |
Answer |
Während Tom die Hausaufgaben macht, hört er Musik start learning
|
|
Tom ödevini yaparken, müzik dinler
|
|
|
während meine Frau mit ihrer Schwester telefoniere, rühre ich im Kochtopf start learning
|
|
karım kız kardeşi ile telefonda konuşurken, ben tencereyi karıştıriyorum
|
|
|
Während Frau Müller das Mittagessen kocht, liest ihr Mann die Zeitung start learning
|
|
Bayan Müller öğle yemeği yaparken, kocası gazeteyi okur
|
|
|
während Herr Müller im Garten arbeitet, sieht seine Frau fern start learning
|
|
Bay Miller bahçede çalışırken, karısı televizyon izliyor
|
|
|
während die Lehrerin die Aufgabe erklärt, denkt Mario sein Mittagessen an start learning
|
|
öğretmen görevi açıklarken, Mario öğle yemeğini düşünüyor.
|
|
|
Tom arbeitet Nachtschicht, während die meisten Leute schlaft. start learning
|
|
Çoğu insan uyurken Tom gece vardiyasında çalışıyor.
|
|
|
während das Baby schläft, übt Frau Müller deutsch start learning
|
|
Bebek uyurken, Bayan Müller Almanca çalışıyor
|
|
|
Erst während das Baby schläft, kann Frau Müller Klavier üben. start learning
|
|
Ancak bebek uyurken, Bayan Müller piyano çalışabiliyor.
|
|
|
während mein Nachbar laut Musik hört, versuche ich zu lernen Deutsch start learning
|
|
komşum yüksek sesle müzik dinlerken, Almanca öğrenmeye çalışıyorum
|
|
|
Tom ist gekommen, während Sie weg waren. start learning
|
|
Sen yokken/dışarıdayken Tom geldi.
|
|
|
ein Herr Müller ist gekommen, während Sie weg waren. start learning
|
|
Siz yokken bay Müller diye biri geldi
|
|
|
Während eines Türkeiurlaubs, hat Maria Tom kennengelernt. start learning
|
|
Türkiye'de bir tatil sırasında, Maria Tom ile tanıştı.
|
|
|
Ich habe Tom kennengelernt während eines Türkeiurlaubs. start learning
|
|
Bir türkiye tatili sırasında Tom'la tanıştım.
|
|
|
alle waren still während des Films start learning
|
|
film boyunca herkes sessiz kaldı
|
|
|
Tom und Maria streiten sich während einer wissenschaftlichen Versammlung start learning
|
|
Tom ve Maria bilimsel bir toplantı sırasında tartışıyorlar
|
|
|
während einer wissenschaftlichen Versammlung haben Tom und Maria sich gestritten. start learning
|
|
Bilimsel bir toplantı sırasında, Tom ve Maria tartıştılar.
|
|
|
während einer wissenschaftlichen Treffens hat Solar Energie diskutiert start learning
|
|
Bilimsel bir toplantı sırasında Güneş Enerjisi tartışıldı
|
|
|
viele Soldaten starben während des Zweiten Weltkrieg start learning
|
|
İkinci Dünya Savaşı sırasında birçok asker öldü
|
|
|
Tom will nicht gesehen werden, während er mit Maria spricht start learning
|
|
Tom Maria ile konuşurken görünmek istemiyor
|
|
|
ich will nicht gesehen werden während ich mit dir spreche start learning
|
|
Seninle konuşurken görünmek istemiyorum
|
|
|
Tom hört gern Musik, während er seine Hausaufgaben macht start learning
|
|
Tom ödevini yaparken müzik dinlemeyi sever
|
|
|
während seines Aufenthaltes in Amerika, hat Tom gereist start learning
|
|
Amerika'da kaldığı süre boyunca Tom seyahat etti
|
|
|
Ich war nicht zu Hause, während der ganzen Sommerferien. start learning
|
|
Tüm yaz tatili boyunca evde değildim.
|
|
|
während Weihnachten haben wir geschlossen start learning
|
|
|
|
|
Während sie den Frühstückstisch abräumt, hört sie die Nachrichten zu. start learning
|
|
Kahvaltı masasını temizlerken haberleri dinliyor.
|
|
|
Während sie das Fläschchen für das Baby wärmt, füttert die Katze. start learning
|
|
Bebek için flakonu ısıtırken kediyi besliyor.
|
|
|
Während sie mit ihrer Mutter telefoniert, schreibt sie einen Einkaufszettel. start learning
|
|
Annesiyle konuşurken bir alışveriş listesi yazıyor.
|
|
|
Während sie einkauft, telefoniert sie mit einer Freundin. start learning
|
|
O alışveriş yaparken, bir arkadaşıyla (telefonda) görüşüyor
|
|
|
Während sie die Einkäufe aufräumt, bereitet sie das Mittagessen vor. start learning
|
|
O aldıklarını yerleştirirken, öğle yemeği hazırlar.
|
|
|
Während sie zu Mittag ist, spricht mit den Kindern über die Schule. start learning
|
|
Öğle yemeği yerken, çocuklarla okul hakkında konuşuyor.
|
|
|
während sie Geschirr spült, backt sie einen Kuchen start learning
|
|
o bulaşıkları yıkarken, bir pasta pişiriyor
|
|
|
Während sie das Wohnzimmer saugt, überlegt sie etwas. start learning
|
|
Oturma odasını süpürürken, bir şey hakkında düşünüyor.
|
|
|
