English Turkish Dictionary

English - Türkçe

tenuous in Turkish:

1. zayıf


zayıf adam
Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
O, hastalığından sonra zayıf hissediyor.
O, İngilizcede zayıf.