English Turkish Dictionary

English - Türkçe

not in Turkish:

1. değil değil


Sorun değil.
Altı yaşındaki birine sorun, altmış yaşındaki birine değil.
Tatoeba Project'in hedefi çok fazla cümle olması değil, tüm cümlelerin tüm dillere çevrilmesidir.
Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz.
Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.
Birçok kelimeler hecelerine göre telaffuz edilirler fakat bazıları değil.
O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.
Bir otel odası rezervasyonu yaptınız mı? "Henüz değil, üzgünüm."
Tuhaf değil mi? Biz çoktan varmış olmalıydık.
Kanser tek değil fakat yüzlerce farklı hastalıklardan biridir.
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.