here in Turkish:

Baba, işte kahve.

Kızım hâlâ işte.

Burada yaşıyorum.

Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak.

Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?

Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.

Senin köpeğin burada. Benimki nerede?

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.

Biz burada Himeji istasyonundayız.

Onlar burada acayip bir hayvan gördü.

Bizim bu evimiz sadece yeniden dekore edildi ve altı aylığına burada yaşamadık.

Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi.

Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.

Seni burada görmek ne hoş sürpriz!

Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.

Burada tüm sene boyunca hava soğuktur.

Burada akşamleyin genellikle serin bir esinti vardır.