1. sağlamak
Onun o projeyi ciddiye almasını sağlamak için buradayız.
Herkes cümlelerin doğru seslendirilmesini ve doğru bir biçimde yazılmasını sağlamak için yardımcı olabilir.
Turkish word "zur Verfügung stellen"(sağlamak) occurs in sets:
ingilizce almanca