Chinese Turkish Dictionary

中文, 汉语, 漢語 - Türkçe

运动 in Turkish:

1. spor spor


Hiç spor yapar mısın?
O, spor salonuna yürümedi.
Bence, futbol mükemmel bir spor.

Turkish word "运动"(spor) occurs in sets:

Çincede Spor

2. kampanya kampanya


Şirketim bir pazarlama kampanyası başlattı.
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.

3. hareket hareket


Ahmet'in hareketlerin hareketleri garip duruyordu.
Tren çoktan hareket etti.
Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.
Tren hangi hattan Higashi-Kakogava' ya hareket eder?
Benim havaalanı servis otobüsü, saat altıda hareket eder.
Daha akıllıca hareket etmelisin.
Yarın öğleden sonra hareket ediyoruz.
Derhal istasyona hareket etmezsen, treni kaçıracaksın.
Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
O kadar korktular ki bir inç hareket edemediler.
Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.